Wednesday, October 24, 2007

Cin yemek icin Anvers'e gidilir

Uzun zamandir cin yemegi yememistik gene ve Zeynep'in gelisini de firsat bilerek gecen pazar aksami haydin Anvers'e gidelim dedik :).

Anvers'teki cin mahallesini kesfimiz, Bruj'de denedigimiz butun cin restoranlarinin kotu olmasi ve "yahu hic mi guzel cin lokantasi yok bu memlekette?"diye hayiflanirken, belcika rehberlerinden birinde Anvers'in kucuk cin mahallesini okumamiza borcluyuz (duyan da kocaman bisi sanacak, garin arkasinda aslanli bir sokak sadece). Bizim de nasil bir cin yemegi cektiyse canimiz, bastik gittik Anvers'e gene yagmurlu bir aksam ustu (muhtemelen yagmurluydu ve muhtemelen bir aksam ustuydu... attim ama tutma orani %90 :D)

Anvers'teki aslanli cin sokaginda adim basi cin ve asya lokantalari olmasina ragmen biz kedinin kasap vitrinine yapismasi misali dayadik kafamizi, lokantalarin icine bakiyoruz.. hani belki denemeden de sirf bir bakisla anlariz hangisi iyi hangisi kotu diye :D Nitekim.. anladik valla :)))


Bir cin lokantasinin otantik cin yemegi yaptigini vitrininden nasil anlarsiniz dersimize hosgeldiniiiz :P. Efendim, eger musterilerin cogu cinli ve menusunde veya kapisinde birsuru cince yaziyorsa, hic supheniz olmasin, o lokanta iyidir :D . Denenmis ve onaylanmistir :)))
E genelde yabanci mutfaklar bulunduklari ulkenin damak tadina bir sekilde uyum sagliyor ve sundugu yemekler alistigimiz veya bekledigimiz gibi olmuyor heryerde... Eminim cin'e gitsek cok zorlaniriz ilk basta.. "ama bu benim yedigim pekin ordegi deeel kiii" diye garsona mizmizlaniriz bir de abidik gubidik bir pekin ordegi getirdiginde :P. Benimki de misal hani.. bir pekin ordegi ne kadar farkli olabilir ki diyecegim ama ben buna benzer laflarimi genellikle yutarim.. "Hmm evet, olmamis bu" sozum pek bir meshurdur :P..

Herneyse, eger caniniz guzel bir cin cekerse, Anvers'teki Oriental Delight restoranini siddetle tavsiye ederiz.. Pazar aksamlari da aciktir haberiniz ola :)

Bi de bizim favorimiz, Salt and Pepper Prawn cok guzeldir... bana bir porsiyon yetmiyor valla :(


Gitmek isteyenler icin:
Anvers Merkez tren istasyonunun hemen arkasinda, Anvers hayvanat bahcesine giris tafafindaki meydanin (otobus duraklari var) hemen karsidinda kocaman bir modern bina var (turuncumsu). Gari sirtiniza aldiginizda, o binanin solunda aslanli bir sokak var.. iste oradan giriyorsunuz ve sag kalidirimda epey ileride Oriental Delight lokantasini goreceksinizzz.. Bir suru baska lokanta var bu sokakta, biz digerlerini denemedik bile.. ama icinde en cok kendi vatandasi olan burasiydi :) Pisman degilizzz !!!

Saturday, October 13, 2007

Izaka-ya aka ISA KAYA :)

Nedense, cumartesinden yazdigim bu yaziyi bir turlu yayinlayamadim :(( elime mi yapisti yoksa daha yazacak birseylerim vardi da yazamadigimi dusundugum icin mi beklemede tutuyorum tam da cozemedim.. eksik de olsa, yayinladiktan sonra "aaa sunlari da yazacaktim bak, ya da bak yanlis yazmisim" diyecek olsam da, artik zamani geldi ve geciyor bu yazinin..

Buyrun: Izaka-ya!!


Bir arkadasimizin veda yemegi vesilesiyle Cuma aksami cok guzel bir restoran kesfettik :)

Icerisinin tiklim tiklim dolu oldugu sade bir yer dusunun... Yemeklerin uygun fiyatli ama cok lezziz oldugunu hayal edin ve en onemlisi ahcinin ve garsonlarin yanisira, musterilerin buyuk bir kisminin da japon oldugu bir lokanta sizce ne anlama gelebilir?? :)))

Eveeet.. Sanirim otantik bir japon lokantasi oldugu hakkinda hemfikir olabiliriz..


Lokantayi ayarlayan arkadasimizin, burayi bruksel'deki en iyi japon oldugunu idda eden bir asya mutfagi sevdalisi tarafindan kesfettigini soylemesiyle, zaten agzimizin sulari akmaya baslamisti bile.. Nitekim, hakliymis :))

Menusunde Sushi yok ama onun yerine siparis ettigimiz ton sashimisi muazzamdi, agzininda eriyordu adeta :)). Yedigimiz diger butun yemeklere de 10 puan verdik ve favori lokantalarimizdan biri oluverdi bile.. oyle ki, pazar aksami bile hadi gene gidelim dedik ama maalesef kapaliymis :((. Bu hafta ici bir kere daha kesin gideriz zaten.. hmmm... yazarken bile agzimin suyu akmaya basladi bile :P. Japon mutfagini sevenlere siddetle tavsiye edilir diyecegima ama zaten butun yazi lokanta hakkinda olmasi ne kadar tavsiye edildigini kendinden belli ediyordur

Merak edip denemek isteyenlere adresini de verelim hemen:
Avenue Louise'in Vleurgat'la kesitigi sol kosede (sehir tarafindan gelirken-ya da vleurgatin Flagey'ye giden tarafinda hemen kosede). Rezervasyon yapin gitmeden, cok kalabalikti bizim gittigimizde...
Izaka-ya
Tel. : 02.648.38.05
Chaussee de Vleurgat 123
Ixelles

Monday, October 1, 2007

Cook and Book


Efendiim bu pazar gununu pek bir verimli gecirdik. Sabahtan aksama kadar bir kosturmadir gitti, ben bile sasirdim kendimize..

Aktivite 1:

Uzun zamandir gitmek istedigim ama bir turlu pazar sabahi ilker'i ikna edip goturemedigim Herman Debroux brocante'ina gittik (okunusu: brokant, yani bit pazari). Sabah 6- oglen 1 arasinda acik oldugu icin tabii bol mirin kirinli oldu, ama beni kiramadigi icin sevgili esim sabahin 9'una calar saati kurmus ve beni her bes dakikada bir "hadi kalk" diye diye uyandirdi ve kalktik gittik brocante'a ( zorla dicem ama dilim varmiyor, ben kasindim) . Israrla gitmek istememin nedeni ise Herman Debroux brocante'i her ayin son pazar gunu oluyor. Hani ayda bir diye, iste bu seferkini kacirmayalim dedim.. Hani kacirsaydik pek de birsey kacirmazmisiz ya, neyse :D Aman duymasin birileri... Zaten aciktim, dondum, hic birsey almadim (abuk sabuk seyler alip doneriz simdi dediginde; "yok canim, birsey almadan da donulur bit pazarindan" dedigim icin valla alacagim en azindan 2 parca esyaya bile gozumun ucuyla baktim, aklim kalmasin diye :P). Gikimi cikarmadim sonucta, ki normalde her adim basi aciktim diye ilker'in kafasini sisirebilme potansiyeline sahibimdir... valla dut yemis buldul gibi uslu uslu dolastim, hic birseye saldirmadim ve tipis tipis yurudum kocamin arkasindan :D (ehehehe :)) ben bilmem beyim bilir misali ;) )

Antika pazarlari daha guzel oluyor, bu brocante biraz fazla bit pazari havasindaydi. Aman allahim, ivir zivir hersey vardi.. insan eski uzaktan kumandalarini da mi satar yaaa?? vallahi pes dedim :O

Gitmek isteyenlere: Her ayin son pazar gunu, sabah alti oglen 1 arasi kuruluyor pazar. Herman Debroux Metro duraginin orada yani, Souverain caddesinin Herman Debroux koprusunun altinda oluyor. Veya Auderghem Carrefour magazasini biliyorsaniz, orada iste...

Aktivite 2:

Yeni tanistigimiz bir turk arkadasimizla oglen bulusalim dedik.. Sevgili pseudo-hintli arkadasimizi da aldiktan sonra, saat 2 de pazar gunu nerede yenir diye dusunurkene.. benim cok merak ettigim Woluve Shopping Center'in karsisindaki Cook&Book'a gittik..

Allahim Belcika'da miyiz biz gercekten diyecek kadar sasirttiran bir hizmet anlayisiyla karsi karsiya kalinca, affaladik dogrusu.. Normalde yirtinirsin birisini bulup da siparisini vermek icin.. 15 dakika icerisinde abartmiyorum en az 7 kere siparis vermek ister misiniz? Beklerken icecek birseyler ister misiniz diye soran oldu.. Belcika'da yasamayanlar tabii ki anlamaz benim ne demek istedigimi.. ama inanin, servis maalesef cok kotu buralarda, o yuzden boyle birseyle karsilasinca da dilimiz tutuldu.. hal hatir soran garsona bile dogru duzgun, kekelemeden cevap bile veremedik.. sasirdik valla daha ne diim :))))

Simdi Cook&Book haftanin 7 gunu acik bir kitapci ve cafe (hmm?? bu da ender rastlanilan seylerden biri belcika'da -yani pazar gunu acik dukkan bulmak). Menusu cok zengin degil ama bizim yedigimiz firinlanmis italyan ekmegi tostlari gayet guzeldi.. ve en onemlisi fiyat-miktar acisindan cok tatmin ediciydi sahsen benim icin :) Pazar gunleri saat 11'den itibaren de ic mekanda brunch varmis..

Hava guzelken disarida oturabileceginiz koskoca bir terasi var.. yani avlu diyeyim ben.. oturma secenekleri arasinda plaj sezlonglari bile var :) evet evet.. super bisi :))) zaten servis de boyle guler yuzlu olduktan sonra benim gonlumu fethetti bile Cook&Book.. Hatta soylemeden edemiyecegim.. Azcik usudugumu goren garson hemen battaniye getirmeyi teklif etti!!! Ben bu kadar ilgi alakaya alisik degilim valla, simaririm hemencecik.. kucuk dozlarda, alistira alistira iyi davranin diyesim geldi :D..

Neyse, yemegimizi yedik.. cayimizi, taze nane cayimizi, portakal suyumuzu ictiiiik ve haydi iceriye dalalim dedik.. abooooooooo bu nasil bir konsepttir!! bayildim tek kelimeyle

Bolum bolum, hepsi ayri bir konsepte sahip, birbirinin icinden gecmeli, akliniza ne gelirse satilan muthis bir kitapci (ivir zivir baabinda). Yukarida, pazar brunchlarinin oldugu sera bolumunun resmi.


Burasi ise, edebiyat bolumu.. butun bolumlerde oturacak masalar var.. (solda arkada konsepte super uyan, dizustu bilgisayariyla bisiler yapan birini gorebiliyorsunuz, valla konu mankeni gibi :))



Bir de ingilizce kitaplarin oldugu bir bolum var (en ust resim).

Gitmeyeniniz varsa, muhakkak gidin.. saatlerce kalinabilcek bir mekan yapmislar.. ben bundan sonra mudavimi olacagim sanki cook&book'un

Activite 3:

Aksama asya marketinden dim sum alinip (buharda pisirilen cin mantilari) , yanina da karidesli yengecli cin boregi alip bir guzel hint filmi esliginde yendi... tabii arada gruplara ayrilip birilerimiz lubnan filmine gitti, bazilarimiz asya marketindeki alisverisi yapti (evet kendimi feda ettim) veee Dhoom isimli bollywood aksiyon filmi seyredilmeye calisildi.. COK komik bir film cikti, bitiremedik valla...

Uzun lafin kisasi, butun bunlari asil ben Cook&Book'u methetmek icin yazdim..

COOK&BOOK'a GIDILECEK!!!

hepberaber:

" Cook&Book'a gidilecek!!!"

hah soyle :)