Birincisi küresel yaş krizinin kendisini teğet geçtiğine inanmayan arkadaşım için.
Wednesday, March 25, 2009
Monday, March 23, 2009
Nostalji geldi haaaanım :)
Yorucu ama son derece tatmin edici bir "eğitim" gezisinden sonra, geçtim işte gene blogumun başına.
Geçen hafta kadar yorucu olacak bu yeni haftanın ilk akşamında, yorgunluğumu nasıl atarım üzerimden acaba düşüncesiyle ve şu bir haftadır durmak bilmeyen baş dönmelerimden dolayı hala bulutlarda yürüdüğümü sana dururken(çok pis tren ve deniz tuttu), herşeye rağmen yüzümdeki tebessümle çayımı yudumlayıp biraz ayaklarımı uzatmak istemiştim ki birden TV kanallarından birinde çalan şarkılar beni çok eskilere götürdü...
****
Eurythmics- Sweet Dreams
A-ha - Take On Me
Madonna - Material Girl
George Micheal - Faith
Micheal Jackson - Billie Jean
Prince - Purple Rain
Guns n' roses - Sweet Child O Mine
*****
Arka arkaya çaldıkları şu şarkılarla ben bir nostalji trenine atladım ve zamanda yolculuk yapıp geri geldim. Aslında tam da geri gelemedim...
Her bir şarkıyı dinlediğim dönemler o kadar net ki kafamda, bir melodi bir düşünceyi, bir düşünce bir diğer melodiyi, o bir diğeri bir başka anıyı ve bir anı da bir yenisini peşinden getirdi durdu ve yüzümde saçma bir gülümsemeyle beraber hala Vh1 seyredip "Hmmm, Pearl Jam mi? Evet, lise dönemim.. Hey gidi gençlik" derken yakalıyorum kendimi şu yazıyı yazarken !!
Guns N' Roses yılları, orta okul :) Derste defterlere yapılan desen ve kaligrafi çalışmaları.. O dönemki kankam Işıl'la "Axel'i ben daha çok seviyorum" kavgalarımız :P (deliymişiz!) Gece kalmalarımızda, çılgınca müzik dinleyip avaz avaz eşlik etmeler...
Hey gidi Prince yılları... bütün evrelerimde eşlik etmiştir bana şu eskiden Prince diye bilinen artist :)
Ah anmadan geçemem: The Cure dönemi. Orta 3- lise 1 arasıydı tanışmamız galiba :) Sonra pek bir ayrılmaz olduk... Gene onun gibi Depeche Mode, U2 vs... Bunlar ap ayrı tabii. Her türk gencinin bir şekilde hayatının bir döneminde şarkılarına eşlik ettiği (özellikle U2) "seviom uleeeyn" diye çocukluk aşkları için göz yaşı döktükleri birer mihenk taşları bence hepsi :D
Müzik zevkim pek bir karmaşıktır aslında benim. Şu yukarıda yazdıklarımla rock'çı sanmayın sakın. Dr Alban da, Ice Ice baby de dinlemişliğim vardır hani (çok eğlenceliydi valla!! ) :P
Soul, Funk, Rock, Disco, Alternative Rock, RnB, Pop... sen söyle ben dinlerim :)
Hepimizin vardır tabii buna benzer nostalji trenleri, bir şarkıyı duyduğu an o şarkıyla özdeşleşen seneler, anılar, insanlar ve mekanlar... Benim yüzümde kocaman bir tebessüm oluşur işte böyle anlarda. Bazen bunalımlı dönemlere eşlik etmiş şarkıları duyunca o kadar mutlu olurum ki: insan o kadar kendine odaklanıyor ki en küçük dertlerin bile üstesinden gelebilceğimize inanmak istemeyiz... Halbuki gerçekten de küçücüktür o dertler :) Yeter ki biraz uzaklaşalım ve ordan bakalım asıl tabloya...
Haydaaa, nerden nereye geldik şimdi :)
Neyse, kapanış güzel olsun: Tak bir kaset de neşemizi bulalım :D
Aklıma şimdi gelmiş geçmiş en iyi romantik komedilerinden de bahsetmek geldi veeee tabii soundtrack'lerinden... mesela meg ryan desem.. mesela city of angels desem... yaaaaa :)
Geçen hafta kadar yorucu olacak bu yeni haftanın ilk akşamında, yorgunluğumu nasıl atarım üzerimden acaba düşüncesiyle ve şu bir haftadır durmak bilmeyen baş dönmelerimden dolayı hala bulutlarda yürüdüğümü sana dururken(çok pis tren ve deniz tuttu), herşeye rağmen yüzümdeki tebessümle çayımı yudumlayıp biraz ayaklarımı uzatmak istemiştim ki birden TV kanallarından birinde çalan şarkılar beni çok eskilere götürdü...
****
Eurythmics- Sweet Dreams
A-ha - Take On Me
Madonna - Material Girl
George Micheal - Faith
Micheal Jackson - Billie Jean
Prince - Purple Rain
Guns n' roses - Sweet Child O Mine
*****
Arka arkaya çaldıkları şu şarkılarla ben bir nostalji trenine atladım ve zamanda yolculuk yapıp geri geldim. Aslında tam da geri gelemedim...
Her bir şarkıyı dinlediğim dönemler o kadar net ki kafamda, bir melodi bir düşünceyi, bir düşünce bir diğer melodiyi, o bir diğeri bir başka anıyı ve bir anı da bir yenisini peşinden getirdi durdu ve yüzümde saçma bir gülümsemeyle beraber hala Vh1 seyredip "Hmmm, Pearl Jam mi? Evet, lise dönemim.. Hey gidi gençlik" derken yakalıyorum kendimi şu yazıyı yazarken !!
Guns N' Roses yılları, orta okul :) Derste defterlere yapılan desen ve kaligrafi çalışmaları.. O dönemki kankam Işıl'la "Axel'i ben daha çok seviyorum" kavgalarımız :P (deliymişiz!) Gece kalmalarımızda, çılgınca müzik dinleyip avaz avaz eşlik etmeler...
Hey gidi Prince yılları... bütün evrelerimde eşlik etmiştir bana şu eskiden Prince diye bilinen artist :)
Ah anmadan geçemem: The Cure dönemi. Orta 3- lise 1 arasıydı tanışmamız galiba :) Sonra pek bir ayrılmaz olduk... Gene onun gibi Depeche Mode, U2 vs... Bunlar ap ayrı tabii. Her türk gencinin bir şekilde hayatının bir döneminde şarkılarına eşlik ettiği (özellikle U2) "seviom uleeeyn" diye çocukluk aşkları için göz yaşı döktükleri birer mihenk taşları bence hepsi :D
Müzik zevkim pek bir karmaşıktır aslında benim. Şu yukarıda yazdıklarımla rock'çı sanmayın sakın. Dr Alban da, Ice Ice baby de dinlemişliğim vardır hani (çok eğlenceliydi valla!! ) :P
Soul, Funk, Rock, Disco, Alternative Rock, RnB, Pop... sen söyle ben dinlerim :)
Hepimizin vardır tabii buna benzer nostalji trenleri, bir şarkıyı duyduğu an o şarkıyla özdeşleşen seneler, anılar, insanlar ve mekanlar... Benim yüzümde kocaman bir tebessüm oluşur işte böyle anlarda. Bazen bunalımlı dönemlere eşlik etmiş şarkıları duyunca o kadar mutlu olurum ki: insan o kadar kendine odaklanıyor ki en küçük dertlerin bile üstesinden gelebilceğimize inanmak istemeyiz... Halbuki gerçekten de küçücüktür o dertler :) Yeter ki biraz uzaklaşalım ve ordan bakalım asıl tabloya...
Haydaaa, nerden nereye geldik şimdi :)
Neyse, kapanış güzel olsun: Tak bir kaset de neşemizi bulalım :D
Aklıma şimdi gelmiş geçmiş en iyi romantik komedilerinden de bahsetmek geldi veeee tabii soundtrack'lerinden... mesela meg ryan desem.. mesela city of angels desem... yaaaaa :)
Thursday, March 19, 2009
Monday, March 9, 2009
Pazartesi sendromunu yenme yöntemleri-1
Video
1. Bir adet BoB Marley CD'si çıkarılır- veya netten bulunur
2. Sevdiğiniz ama uzun zamandır dinlememiş olduğunuz bir şarkısı, üstünüzü başınızı giyerken veya makyajınızı yaparken- çizik plak gibi tekrar ve tekrar çalınır !
3. Avaz avaz eşlik edilir
Denemesi bedava :
Sun is shining, the weather is sweet
Make you want to move your dancing feet
To the rescue, here I am
Want you to know ya, where I stand
(Monday morning) here I am
Want you to know just if you can
(Tuesday evening) where I stand
(Wednesday morning) tell myself a new day is rising
(Thursday evening) get on the rise a new day is dawning
(Friday morning) here I am
(Saturday evening) want you to know just
Want you to know just where I stand
When the morning gathers the rainbow
Want you to know I'm a rainbow too
So, to the rescue here I am
Want you to know just if you can
Where I stand, know, know, know, know, know
We'll lift our heads and give JAH praises
We'll lift our heads and give JAH praises, yeah
Sun is shining, the weather is sweet now
Make you want to move your dancing feet
To the rescue, here I am
Want you to know just if you can
Where I stand, know, know, know, where I stand
Monday morning, scoo-be-doop-scoop-scoop
Tuesday evening, scoo-be-doop-scoop-scoop
Wednesday morning, scoo-be-doop-scoop-scoop
Thursday evening, scoo-be-doop-scoop-scoop
Friday morning, scoo-be-doop-scoop-scoop
Saturday evening, scoo-be-doop-scoop-scoop
So to the rescue, to the rescue, to the rescue
Awake from your sleep and slumber
Today could be your lucky number
Sun is shining and the weather is sweet
Friday, March 6, 2009
Aja Aja Aja
Subscribe to:
Posts (Atom)