Tuesday, February 26, 2008

Mutfakta neler oluyor?

Ustumdeki tembellik ve uyusukluk geciyor gibi olsa da, depresif modum iki gundur yagan yagmur ile gene dibe vurmak uzereydi ki, mutfaga attim resmen kendimi..

Ask acisi ceken her kadinin kucaginda koca bir kutu dondurma goruruz ya romantik komedilerde, benimkisi ask acisi olmasa da, depresyonun alaturka hali de kendini su sekilde ifade etti sanirim :

2 cesit kek, top top kofte (bazilarimiz buna sulu kofte der) ve hizimi alamadim simdi de kalan kiymamla izmir kofte yapip firina attim.

Bunlari artik kim yiyecekse?! Aslinda ben yerim, bana bakmayin ama olan Ilker'e oluyor hep. Hanim 2,5 porsiyon yerken Beyin yarim porsiyon yemesi hic bir delikanliya yakismazzz :). Ayiptir soylemesi ama fil gibi yiyebilme kapasitesine sahip bir bunyem var. (utanirim restoranlarda doymadim ben demeye mesela :P). Allah'tan artik eski performansini gosteremiyor metabolizmam..

Gercegi soylemek gerekirse, depresif modumda yavas yavas gecmeye basladi hani, saka maka sanirim yemek yapmak iyi geldi bana.. Aslinda ekip calismasi oldu bugunku mutfak cilginligimiz. Ben bir yandan top top kofteyi yaptim, Cihan'da kakao'lu islak keki ve ikinci kekin hamurunu hazirladi benim icin :)

Kacak cinli cocuk isciler gibi eve gelen herkesi soktum mutfaga :) Birileri korktu kacirdi hemen cocugunu ama :P




Neyse, benim keyfim yerine geldi.. Itinayla moral yukselten tarifi de hemen veriyorum :
2.5 bardak un, 1 bardak seker, bir kasik kabartma tozu ve mutfakta is paylasimi/laklak yapilacak arkadaslar :))

Saturday, February 23, 2008

Sevgili Gunluk,

Bu aralar acayip bir agirlik var ustumde, boyle miskin, tembel ve keyifsizim.. Olmamak icin de butun sebeplere sahibim halbuki.. anlamadim gitti :(

Spor desen yapiyorum, hem de keyif alarak, ertesi gunku kas agrilarim dilimden dusmese bile cok hosuma gidiyo efor sarfetmis olmak.. tek sorunum, spor salonum toplu tasim ile 25 dakika uzaklikta olmasi. Birtek, cantayla 1 saatlik gel git yapmak gozumde buyuyor ve haftanin her gunu gidebilecekken, haftada 3 kezden fazla gidemedim daha!? Hosuma gitmiyor bu durum ama degistirmek icin de pek bir sey yapmiyorum su son gunlerde >:( Simdi guzel bir de bahane bulacagim, arabasizim diyecegim ama utaniyorum, derler sonra annenin karnindan arabali mi dogdun diye? diyemiyorum iste o yuzden..

"Butun gun evdeyim, cok sIkIlIyorum, Desperate Housewife'lik canima tak etti" desem? Diyemem cunku cok sevdigim arkadaslarim oldu burada, hatta Belcika'dan gidince Woluwe cetemizi ozleyecegim cok, buna altin gunu misali toplastigimiz diger arkadaslarim da dahil, guzel dostluklar yakaladim burada, belli bir yastan sonra bulamayacagimi dusundugum.. "Sorunsuz" yasamayi da ozleyecegimi biliyorum.. ama butun bunlara ragmen gene de bir eksiklik.. Cok keyifsizim, uyuzum hatta!! Simdi bunu annem okursa diyecegi ilk sey: "sen bir cocuk yap, butun sikintin gecer" belki de hakli, belki de cocuk yapmadan once hissedilen bir eksikliktir bu?? belki de biolojik saatim beni durtuyor ?? belki de yeni bahaneler gene bunlar?

Diyecegim Belcika'nin havasi beni boyle yapti, gene diyemem... Yigidi oldur, hakkini yeme! Kuresel isinma eksik olmasin (sevineyim mi sevinmeyim mi bilemedim ama) havalar cok guzel bu son bir-iki aydir. En fazla bir iki gun kapali oluyor, sonra gene butun gun masmavi bir gokyuzu... Daha ne olsun? Evde gunesle kose kapmaca oyunuyorum!

Ilker'e kizdim desem, beni uzuyor desem... Oyle bir sey de yok ki sinirimi ona odaklayabileyim, gunah kecisi ilan edeyim.. O da beni neselendirecem diye yorgun argin gelse bile binbir saklabanlik, incelik yapiyor :) Canim benim..

Vatan Millet Sakarya desem, "bir sor, bin ah isit" durumdayim o ayri.. Ama kendimi bildim bileli hep boyle olmustur. Bir kere bile olsun, bilincli bir vatandas oldugumu dusundugumden beri "tamamdir, gelecek nesillere parlak bir ulke ve gelecek birakacagiz" diyememisimdir... Al birini vur oburune, Ulke'yi dusunen yok ki benim gozumde!

Ha belki de ben entegre olamadim buralara ondan bu kadar canim sIkkIn desem, kardesim ben entegre olamayacaksam kim entegre olacak o zaman diyesim geliyor kendi kendime. Kimseden ustun gordugumden degil kendimi ama 30 senelik bir hayatin 18 senesi yurt disinda gecti.. hala entegrasyon sorunu cekiyorsam, ayip bana!

Sebebim yokken niye boyle miskin ve uyuzum onu anlamaya calisiyorum.. niye iki dakka once neseli ve enerjikken birden bire karamsar ve depresif oluyorum, hersey canimi sIkIyor, aksi bir insan oluveriyorum?? Mevsim degisikliginden diyecegim ama bahar aylarinda tam tersi olmaz mi? Sen sakrak, kuslar bocekler "La La" dolasmam gerekmez mi?

Belki de kendimi suclu hissettigimdendir. Yapacagim diye kendime soz verdigim seyleri hala bitirmis olmamaktan oturu, ustumde bir yuk var ki altinda ezilmekten iki buklum oldum. Iste, aslinda butun sorunlarimizin cevabi da icimizde, butun sIkIntilarin nereden kaynaklandigini da biraz kendimizi dinlemeye baslasak buluveriyoruz eninde sonunda.. Sadece kabullenme sureci azcik aci veriyor, bildigimizi bildigimiz anda ustune gitmemiz gerektigi icin o ani surumcemede birakiyoruz.Benim icin su an sucluluk sureci soz konusu... kendimi sucluyorum ve tembel teneke modumdan cikmam gerektigini bildigim icin ve bu modda biraz uzun kaldigimin farkinda oldugum icin de, kendimi sevimsiz ve uyuz bir hale sokuyorum.. benim kavgam kendimle!

Resmen bir Mea Culpa yazisi oldu bu da.. Daha dogrusu, hala gunluk tutuyor olsam, 10 sayfadir dallanip budaklandirip gene bunlari yaziyor olacaktim.. Gunluk yerine iki senedir Bloguma yaziyorum aklima gelen herseyi, kendimi incelemek disinda... Belki bunun eksikligi de olabilir benim canimi sIkan.. Rahatlayamiyorum.. Elim kalem tuttugundan beri, ne zaman canim sIkIlsa sayfalarca yazar ve rahatlardim.. sacma sapan seyler de yazardim ama son noktayi koymadan once, rahatlamis ve asil derdimin kabul etmekte zorlandigim bir sey oldugunu anlamis olurdum.. Mesela su an hissetigim gibi hafiflemis hissederdim. Soyle bir silkinip, ustumdeki agirligi atmis olurdum... Aklima birden dun aksam gene Star Trek seyrederken (Voyager), Kaptanin soyledigi bir cumle geldi.. aslinda iki ama ben birlestirdim.. dusunmeden de edemedim dunku bolumden sonra..

"Korku duygularimizin en durustu. Var olma sebebi ise, yenilmek."

Su yaziya bile star trek girdi ya :) helal olsun :D

****

Bir aralar Bioritm olayina takmistim, donemsel olarak girip bakardim.. bu ustumdeki agirlik ve karamsarligi birden baska sebeplerle aciklamaya calisirken yeniden aklima geldi su bioritim.. Google'da arama yapinca sayfalarca bedava bioritm olcen siteler cikiyor, asiaflash isimli bir site'nin burc yorumlarini takip ederdim eskiden (cin astrolojisini de) oradan buldum gene asagiya koydugum bioritim tablomu.. fala inanma falsiz kalma misali :) - ben fransizcasini koydum, bazi arkadaslarima pratik olur iste ;) yoksa site'nin ingilizce versiyonu da var merak edenler icin.

Votre biorythme du 23 Février 2008
Votre date de naissance : 30 Avril 1977



  • La courbe bleue représente l'état de votre capacité physique, la rouge l'état de votre capacité émotionnelle et la verte celui de votre capacité intellectuelle.

  • Une courbe qui se situe au dessus de la ligne médiane indique une capacité maximale, le temps idéal pour agir avec la fonction en cause.

  • Une courbe qui se situe en dessous de la ligne médiane signifie une capacité minimale, une capacité en état de recharge. Vaut mieux ménager cet aspect, lui donner repos et considération puisqu'il le réclame . Prendre soin de sa santé, éviter les situations émotives trop fortes, remettre les décisions importantes à plus tard, selon la courbe en jeu.

  • Outre la position des courbes, qui détermine les états de charge et de recharge, il y a des jours critiques auxquels il faut porter attention de façon plus spécifique. Ce sont :

    1. les jours où deux courbes se croisent. Ces jours, même situés dans la zone supérieure, sont critiques parce que deux forces se croisent et s'influencent l'une et l'autre au lieu de travailler ensemble.
    2. les jours où une courbe passe le seuil de la ligne médiane. On pourrait dire ici que c'est le choc du passage du négatif au positif et vice-versa, qui amène une nécessité d'adaptation au changement et donc une vulnérabilité plus grande.

Ustekki resmin kaynagi: www.my-diary.org

Thursday, February 14, 2008

Love is...

Malumunuz bugun sevgiden cok tuketim bayramina donusen14 Subat Sevgililer Gunu, nam-i diger St. Valentine's... Ama olsun.. yolu sevgiden gecen herkes icin gene de ozel bir gun hissi veriyor, vermeli, verecek!! :D (nasil bir baslangictir bu??)

Ben de hani gunun anlam ve onemini vurgulamak icin, Ilker'in cok sevdigi ama benim nedense hep usendigim Besamel soslu Tavuklu Krep hazirliim dedim..

Evet, beyimiz daha eve gelmedi, ben de hemen arada derede demin mutfaktaki saskinligimi ve "Vay bee... sevgiyle yapilan yemek bu olsa gerek" dedirten olayi yazayim dedim :)

Krep karisimini hazirlamak icin, bir kaba unu ve yumurtalari kirdigimda, sutu eklemeden once soyle bir manzarayla karsi karsiya kaldim :D



Bunu paylasmadan edemedim :) Hic bir ozel caba harcamadan, yumurtalar unun uzerinde boyle bir gulumseyen surat ciziverdiler :))))



Sevdiceginiz ve sizin butun Sevgililer Gunleri kutlu olsun ;)

Tuesday, February 12, 2008

Nostaljik Albumler




Nerede bir Boney M, bir Beatles duysam hemen bir tebessum yerlesir yuzume :)


Nerede bi Micheal Jackson'un Thriller albumunu gorsem Bestekar sokaktaki cocukluk gunlerime geri donuyorum.

Muzik zevkimizin cocuklukta annemizin babamizin dinledigi muziklerden etkilenip etkilenmedigine cok da emin degilim ama bazen neden 70'lerin muzigini bu kadar cok sevdigimi de anlamiyorum?
Sonucta bazilarimiz annelerimizin tahammul dahi edemedigi, satanist muzigi bile dedikleri, koyu bir heavy metalci olup cikiyoruz, veya alternatif muzikten zevk alir oluyoruz, bazilarimiz ise benim gibi cocukluktan itibaren kulaginin pasini alan anne baba muzigi sevdalisi oluveriyor...

Hani derler ya yeni dogan bebek, anne karninda surekli annesinin kalp atislariyla yasadigi icin, dogduktan sonra da anne kucaginda kalp atislarini hissetigi icin daha bir sakinlesirmis... Benim ki de ona mi benzedi acaba? Yoksa bahsi gecen muzisyenler zaten dunyaya ve zamana meydan okuyarak, coook genis bir kitleye hitap edebilen sarkilar besteledikleri icin mi benim gonlumde de taht kurmuslar? Hmm? Sanirim ben ilk aciklamayi daha cok sevdim, daha bir naif, daha bir nostaljik, daha bir sempatik geldi bana :) Evet evet... Ben bu sarkilari bana annemlerin gencligini hatirlattiklari icin seviyorum!!!




Mesela Boney M demek, benim icin annemlerin eski fotograflari demek:
Uzun uzun batik afrika elbiseleri, simsiyah ispanyol tarzi saclar ve koca halka kupeler demek :) 15-16 yasimda annemin eski afrika elbiselerini bulmam ve giymem demek :) Nasil da havali havali gezerdim, 70'lerden firlamis gibi :P (Bruksel'e de getirdim!)

Beatles ise, incecik bir babisko demek. Eski fotolardaki dap dar genis yakali gomlekler, ispanyol paca pantalonlar demek. Gene 14-15 yasinda eskileri karistirip babamin eski hippi tuniklerini, eski deri ceketlerini giymem demek :P (hala Ankara'da sandikta dururlar-gene giyecem ben onlari :D)

O kadar canli ve renklidir ki kafamin icinde o resimler ve o gunler, sanki baba evinde eski albumleri karistiyormusum gibi bir hisse kapilirim birden. O resimdeki sicakligi, o resimlere her sefer baktigimdaki dusunceleri bile yeniden hatirlarim birden :) Mesela, babamin ozellikle sevdigi Beatles'in Michelle (ma belle) sarkisini soylerken yuzundeki tebessumu, gozlerinin ise hafif kapali halini bile yeniden canlandiririm hafizamda :) Bonn'daki evimizin salonunda, benim elimde sarkinin sozleri yarim yamalak okumaya calisirim- yas 10 :).

Aslinda sadece Boney M, Beatles'la da kalmiyor nostalji muziklerim.. 9-11 yaslarinda tutturmustum soprano olacagim diye, koymusum Sihirli Flut Operasini, Gece Kralicesinin meshur Aria'sini kendi capimda soylemeye calisirdim.. Cirtlak sesimiz bari bir ise yarasaydi diyorum ama, ustune gitmedik ki, belki de meshur bir soprano oluverirdik, kim bilir? :P ( Yukaridaki linkte 45. saniyeden sonrasini ozellikle cok basarili bir sekilde seslendirirdim :P) veya buradan usta Sertap Erener versiyonuna goz atabilirsiniz :P . Ah ah, bir soprano olmadik gittik :(
Bir de tabii bu sevdamla birlikte cok buyuk bir Maria Callas hayrani olmustum, hala da onun okudugu aria'lar tuylerimi diken diken eder. Asagida Callas'in seslendirdigi Habanera'yi dinlemeden gitmeyin derim ben. (sesini de cok acin!!) Soprano olamadik ama gene de israrla butun Carmen sarkilarini soylemeye calisiyorum :P




Nereden aklima geldi bu nostaljik sarkilar diye sorarsaniz, gecen hafta baslayan bu guzel gunesli havada birdenen uste koydugum Here Comes the Sun sarkisini mirildanirken buluvermemle basladi hersey :). Akabinde, butun cocukluk sarkilarima inanilmaz bir ozlem duymaya basladim. Bununla beraber, bizimkileri de cok ozledigimi gene fark ettik :( ben sanirim bir ana kuzusuyum :P

Bir de isin kotu yani, arsivimizde ne bir Beatles ne bir Boney m var :( En kisa zamanda Beatles'in kirmizi ve mavi albumu alinacak, bir de Boney M'in best of'u :)) Sevgililer gunu de yaklasiyor, Ilker bey duyurulur!!! ;)


Bol nostaljik, bol muzikli gunler dilerim :))

Wednesday, February 6, 2008

Gidilmedik spor salonu kalmasin!!



Ocak ayina damgasini vuran bir kac konudan biri de sportif takilip Bruksel'deki spor salonlarinin altini ustune getirip kendimize bir yer bulmak oldu.. Artik kac tane bedava deneme kuponu aldik, kac kere ozel kosul sunuldu hatirlamiyorum ama arastirmaci gazeteci modunda yeni yil kararladindan birini yerine getirmek icin girmedik salon birakmadik.. ya da neredeyse :)

Ustumde bir klor kokusu, kollarimda derman kalmamis bir sekilde, Brukselli arkadaslarima bari bu gezilerimizin bir faydasi olsun diye yemedim icmedim, bu yaziyi yaziyorum :P

1/ On kosul: Motivasyon!

Efendim simdi bizler sanirim genetik olarak biraz tembellikten yana olan bir halkiz, belki de bunda annelerimizin guzel yemekleri, sevgili sabah programlarimizin da bir etkisi vardir diye dusunmuyor degilim bazen.. ya da hepimizin en azindan hayatinda bir kere olsun kullandigi "bize bir sey olmaz" kayitsizligimizi en basit sekilde ifade etmektedir... :)

Evet, bize birsey olmaz dedik dedik.. baktik olmaya basladi ama :P Bu da ne? Artik alinmayan kilolar birden bire her sabah bize goz kirpmaya basladilar?? Siz de nerden geldiniz desem de "gece yemegine gelmistik, yatiya kaldik" diye bir cevap verdiklerinde.. utandim.. kovamadim... Bunun tek sorumlusu benmisim dedim.. Yok artik ole lupur lupur gece gece makarna yemek, pasta borekleri hupur hupur bogaza indirmek.. Bu ise bir son verecegiz...

Isin sakasi bir yana, herseyden once iki merdiven ciktim diye yuregimin yerinden cikmasindan artik rahatsiz olmaya baslamistim, buna bir de sifir esnekligi katarsak dunyalar basima yikilmaya baslamisti bile :P Ben ki zamaninda spagatlar acan!! Artik ayakabimi baglamak icin bile egilmek zorundayim :))

Bu kadar motivasyon yeter! Zaman hareket zamani!

2/ Detayli Arastirma ( Kafa karistirma?)
Tabii ki Avrupa'nin baskentinde kendimize uygun, butcemize dost bir spor salonu bulacagiz elbet dusuncesinden odun vermeden, dustuk yollara arastirmaci- gazeteci arkadasim Cihan'la.
Ilk olarak bizden cok once ruhani motivasyon arayisini tamamlamis arkadasimizin yeni basladigi Stockel meydanindaki spor salonunun yolunu tutturduk..

1-European Fitness Club

"Melabaaa, biz biraz bilgi almak icin gelmistik" dedik ve attik kendimizi iceri..
Giriste duvarda gozume 2008 takvimi carpti, ay ay arnold vari ciplak erkeklerin oldugu bir takvim.. hmm?? nassi yani?? yoksa burasi bizi bildigimiz bir yer degil mi acep diye de kafamin icinden dusunceler gecmedi degil.. ama iceride kadinli erkekli karisik bir grup gorunce dusuncelerimin benim hayal gucumumden ibaret oldugunu da anladim.. aninda yazarim bir senaryo :)

- Stockel Metro duraginin hemen ust katinda, merkezi ve ferah bir spor salonu.
-Geleneksel cardio aletleri, spinning bisikleti ve benzeri alet edevatlarin yaninda bir adet power plate'leri de bulunmakta. Haftada 69 ders sunmaktalar, bunlardan bazilari pilates, aerobik, latin dans hatta tay box...
-Minik bir jakuzisi ve bay-bayan saunasi var.

Uyelik giris ucreti: 70 euro
Tek tip uyelik: ayda 79 euro
Bir senelik tek seferde odeme: 696 euro
Iki senedik uyelik-tek seferde odeme: 999 euro


2-Castle Club


Burayi daha once de bulmustum ama uzak gozuktugu icin elenmisti zamaninda.. aslinda cok da uzak degil ama Ilker'in herzaman dedigi gibi "location location location". Spor salonunun yeri cok onemli, eve ne kadar yakin o kadar iyi.. pit diye gidilebilmeli :)
Aslinda Wezembeek-Oppem cok da uzak degil hani ama arabasiz hic gidilecek bir yer degil.. Ben gene 2ay Turkiye'de kaldigim icin Ilker gene alfa erkegi modunda butun evi ve arabayi benimsemisti.. ben onun 'arazisine' gelmistim.. valla kanepenin ucuna oturtuyordu ilk baslarda :P alistira alistira artik yanima yanasiyor :)) eheheh :) Saka bir yana bu moddan kurtulamadigimiz icin bana da 'Bruksel yollari tasli geliyor sari sacli' sarkisini soyle soyleye ya da arkadaslar sagolsun yamanarak sehre inmeler gozukmustu uzun bir suredir.. Uzun lafin kisasi araba yoksa veya hali hazirda Wezembeek Oppem'de oturulmuyorsa uzak bir yer burasi.

Biz gene elimizi kolumuzu sallaya sallaya girdik iceri.. ne bir kart soran, ne hemserim kimi aramistin diyen olmadi.. Giriste hemen bir Cafe vardi orta karar bir kalabalik ya birseyler iciyor ya birilerini bekliyordu.. baktik burasi pek bir resepsiyona benzemiyor, giristeki spor magazasina donduk.. Orta yasin uzerinde bir Flaman amca -Robert- hos bir aksanla bize tesisleri anlatarak gezdirdi :) (tikkat tikkat.. Bruksel'den ciktiginiz anda Vlams Brabant bolgesine girmis oluyorsunuz ve eger secme sansiniz varsa, siz siz olun ingilizce konusmayi secin :)- benden soylemesi.. daha kolay iletisim kuruluyor ;)) Robi$in ayaginda eskimis beyaz spor ayakkabilari, ustunde bir kot ve bir sweat shirt.. Puflaya puflaya, kollari kaldira kaldira hem guldurdu hem gezdirdi bizi :)

Fiyatlarinin hepsi internet sitelerinde mevcut o yuzden ben sadece edindigimiz genel izlenimden bahsetmek istiyorum.

Burasi tam anlamiyla sportif flaman ailelerimizin coluk cocuk, hep beraber spor yaptiklari bir yer.. tesis cok yeni degil hatta eski bir havasi var.. ama acik-kapali tenis kortlari, yuzme havuzu ve gene toplu jimnastik dersleri mevcut. yemyesil bir kasabanin icinde oldugu icin tam bir country club havasindaydik iceri girmeden.. icerisi ise carsamba oldugu icin cocuk kayniyordu :) cocuklara karsi birseyimiz yok tabii ama carsambalari havuzu cogunlukla cocuk derslerine ayiriyorlarmis, diger gunler ise 15-17 arasi gene cocuklara yonelik dersler varmis.

Uyelik sistemleri iki sekil, birincisi tam uyelik ve tesisin butun sundugu faaliyetlerinden yaralanabiliyorsunuz (tennis kortlari dahil). Ikincisi a la carte uyelik, daha az bir miktar odeniyor ve tesisteki olanaklari isteginize gore kullanip onun ucretini ayri oduyorsunuz.

Pilates merakimiz oldugu icin, brosurdeki pilates derslerinin yaninda private lesson yazmasi dikkatimizi cekti ve sorduk. Robert tam uyelik alsak dahi buna ekstra ucret alindigini soyledi ama bir yandan da cok buyuk haksizlik oldugunu, kendisinin bu konuda konusacagina ve bize bedava olmasini isteyecegini soyledi :) Biz pek sevdik Robert'i :)) sempatik tutumu kesinlikle bir arti puan.

3-Aspria La Rasante

Luks dendi mi bizim buralarda Aspria la Rasante denir. Hemen bizim evin arkasinda.. cokca duymusuzdur ne kadar guzel ama o kadar da pahali bir spor klubu oldugunu.. Bizim neyimiz eksik? Biz de cat kapi gittik :P

Disaridan daha cok spa havasi vardi. Iceriye girince pek bir sik geldi birden bire.. aa biz de sikiz ayol ;) havamiz yeter :P

Gene basladik gezmeye: soyunma odalarini es gecerek, arka bahcedeki tennis kortlarina uzaktan baktik, cocuk havuzunu gorduk (arkasinda yetiskin havuzu varmis ama goremedik biz), aletlerini gorduk, pilates yapanlara bir goz attik kapinin onunden veee gerceklerle yuzlesme zamani! uyelik kosullarini sorduk :O

Uyelik giris ucreti: 150 euro
Anlasmasi olan bir sirkette calisiyirsaniz bu 125 euro oluyor.

Tam uyelik 160 aylik euro (tam rakami unuttum)
Kisitli uyelik aylik 125 euro (hafta ici 17.00de cikmis olmak gerekiyor, hafta sonu giris yok)

Sirket indirimiyle bu tam uyelik 140 euro oluyor aylik.

Klubun icinde ucrete tabii bir Guzellik salonu, bir de Kerastase kuafor salonu bulunmakta, bunlar uye olunmadan da kullanilabiliyor.

4- Stadium Kinetix

Ilginctirtir kac zamandir Candan Market'e giderken hep onunden geciyoruz ama aklimiza buraya bakmak cook sonradan geldi.. Daha yeni acilmis burasi.. Basladik gene gezmeye :)

5 tane badmington kortu, 35 metrelik bir yuzme havuzu, Kinesis diye bir alet, bildigimiz cardio cihazlari, vucut gelsitirme makinalari vs.. Hmm, valla Aspria'dan sonra hic bir yeri begenmegiz diye korkarken, burasi da cok hos geldi gozumuze- herhalde tertemiz, yepyeni olmasi veee kocaman havuzu :)

Bizi gezdiren cocukta tik yok, ruhsuz ruhsuz anlatiyor.. fiyatlari soyluyor, biz de cirkefiz ya, Aspria'da yapamadik ya icimizde kaldi :) burada pazarlik payi yokluyoruz ama yok, takilmis plak gibi ayni seyleri tekrarliyor.

Cikardi onumuze kagidi.
Hani meshur uyelik ucretleri var ya, sabit olan, bir kere mahsus odenen.. Buradakileri gorunce gozlerimiz yerinden cikacakti sanki.. (250 euro giris ucreti + 75 euro dosya ucreti + 15 euro aylik park ucreti + 25 euro egzersiz anahtari) Ama tabii ki Ocak sonuna kadar promosyon varmis, tam da bize gore ! Birtek 75 euro'luk dosya ucretini alacaklarmis

Gene tam uyelik ve sinirli uyelik sistemleri var.
Odeme kosullari ve anlasmaniza gore ucretler degisiyor.

Birincisi iki aylik zaman dilimleri seklinde sozlesme yapabiliyorsunuz, yani iki ayin sonunda uyeliginizi istediginiz gibi fes edebiliyorsunuz. Veya yeniden bir iki aylik uyelik aliyorsunuz.
Ikiser aylik uyelikler icin, tam uyelik ucreti aylik 85 euro, sinirli uyelik ucreti ise ayda 65 euro (sinirli uyelikte, tesislere 17.00'den once girme kosullu)

Bunun yani sira, senelik sozlesme imzalayarak aylik odeme kosullari ve toplu odeme yaparak 6 aylik ve bir senelik ucretler var- detayli bilgi isteyenler mail atsin)

5- Mandorla Ballet School

Simdi ilk hareket noktamiz pilates'e yeniden baslamakti. Stockel meydanina gelmeden hemen once ING bankasinin hizasinda bir afis goruyordum ben her gectigimde, Pilates derslerimiz baslamistir diye.. ama bir turlu ne arayip ne de ugrayip bilgi edinememstim.. European Fitness'a bakarken bir de oraya goz atalim dedik. Aslinda isminden de anlasilacagi gibi ozel bir bale okulu.. gittigimizde 13-14 yas bale dersi vardi.. birden gecmise dondum.. neden maymun istahli oldugumu kendi kendime sordum, sormakla kalmayip pilatesi hemen unutup yeniden baleye baslam istedim oracikta :) Baslamak icin hic bir zaman gec degildir seklinde bir cevap aldigim anda ise maymun istahli oldugumu yeniden en ciplak sekiliyle gozler onune serdim.. ben kiiim, yeniden bale egitiminin en sIkIcI olan ilk senelerine geri donmek kiiim? Hevesim orada kaldi, ben ise pilates arayisima devam ettim :)

Mandorla'da klasik bale derslerinden tutun, jazz, yoga, hip hop derslerine kadar yayilan genis bir yelpaze var.

Uyelikler senelik ve 4 aylik donemler halinde. Ucretler ise haftalik ders alimana gore degismekte (haftada bir ders icin senelik ucret 290,50 euro. haftada bir ders'in 4 aylik ucreti ise 139.50 euro) Bunun yani sira bir de 3 ay gecerli olan 10'ar derslik kart var, bunun da ucreti 95 euro. Her ucrete ek olarak ilk kayit ucreti olan 15 euro istenmekte.

4/ Karar sureci ve Mutlu Son

Pilatesle baslayip bari yapmisken tam yapalim mantigiyla tam donanimli bir spor klubu arayisina giristik biz gordugunuz gibi.
Tabii koskoca Avrupa'nin baskenti Bruksel'de bu kadarcik spor salonu yok, bizim ama o an aklimiza gelen ve merak ettiklerimiz bunlardi.. Motivasyonumuz ve Ocak ayi promosyonlari kacmasin diye-nasil bir pazarlama ama? En kisa surede de hemen bir yere uye olup baslamak istiyorduk. Elimizdeki en iyi kalite-fiyat dengesini Kinetix sahipti.. Biz de gozu kara, baliklama atladik.. Tabii Castle Club ve European Fitness disinda hic biri bize bedava giris onermedi- yoksaLa Rasante onermis miydi?? Hmm? unuttum.. Girmeden, denemeden de cok zor gercek karsilastirma elde etmek..

Kinetix'te tabii ki Belcika'nin yavas burokrasisinden etkilenmis ki, spor hocasiyla ilk randevumuzu bir hafta sonraya verdiler. Verdikleri randevunun kaydini kaybettiler. Randevuya gidince, sizde nerden ciktiniz dediler.. Motivasyonumdan gram kaybetmicem diye kendime soz verdim.. Seneler sonra yeniden spora baslamisiz.. bu kadar kucuk seyler beni pes ettirmicek.. :) Kararliyim! Azimliyim :P

Bu arada, demin Aspria'nin baska bir subesinden aradilar, uyelik icin basvurmusunuz diye ?? :D Dedim Cihan beni bastan cikarma.. Ama merak iste :) Haftaya gezdirmek icin randevu verdiler.. Spor'dan cok gezmekle mesguluz sanki, ne is anlamadim :))



Butun bunlari demisken, Finli bir arkadasimla beraber pazartesi aksamlari Perfect Gym'de Yoga-Pilates derslerine gidiyordum gecen sene. Hem de Matonge mahallesinde (Bruksel'in Afrika mahallesi olarak da bilinir). Hocadan ve dersden gercekten de cok memnundum aslina bakilirsa.. Tek sorunum sadece aksamlari ders olmasiydi. butun gun oturup aksam spora gitmek biraz zor geliyordu.. yani tembellik diz boyu desem anlayin!! Hem Ilker'in is cikisina denk geliyordu hem de gozumde buyuyordu trafik saatinde spora gitmek.

Tabii Bruksel'in her kosesinde gozumuze carpan bir de Passage Fitness First var. Ama elini veren kolunu kaptiriyor hikayelerinden dolayi cok sicak bakmiyorum dogrusu. Ben baskalarinin yalancisiyim :) Bir de sene sonunda Souverain Caddesinde yeni acilan bir spor kubunun brosurlerini dagitiyorlardi- My Fitness, hafizam dogruysa aylik 55 euroydu sanirim. Ama iste havuz bulunca, havuzsuz hic bir yer beni artik etkiliyemiyor sanki ...

Insan bir arastirmaya baslayinca her tasin altindan bir pilatesci bir fitnessci cikiveriyor.. Sorun denemeden karar vermek.. hadi pilates vb dersler icin uzun sureli bir anlasma imzalamiyorsun genelde ama spor salonu olunca denemeden ve uyelik almadan da nasil calistigini, musteri odakli olup olmadiklarini pek anlayamiyorsun..

Herkese iyi motivasyonlar! Saglikli bir zihin, saglikli bir vucut diliyorum :D




sonumuz buna benzemesin de :P