Friday, September 3, 2010

Fotoğraflar...

Dün akşamdan beri elimizdeki tüm fotoğrafları dosyalamaya çalışıyoruz. İlker'in çekmiş olduğu ve benim hiç hatırlamadığım bir sürü resimle karşılaştım dün. Artık yarı-profesyonel bir fotoğraf makinesi almanın zamanı gelmiş, gerçekten de bana göre çok hoş kareler yakalıyor her seferinde. Hep hayatın içinden bir enstantane yakalamış oluyor :) Geliştirsin kendini çocuk.

Varsa tavsiyeleriniz makine konusunda çok sevinirim :)) Dış mekan çok çekiyor, portre merakı var.. ne biliim, hiç anlamam ben de :(

Bunun dışında bir şey daha fark ettim resimlere bakarken; yüzümden yaşımı okuyabiliyorum artık. Eskiden anlamazdım fazla, ya da pek de umursamadığım için midir nedir, böyle düşünceler aklımın ucuna bile gelmezdi. Şimdi ise her resmimde "Eee Aslı, artık yüzünde o çocuksu ifade yok, yaşanmışlığı okuyabiliyorum bakışlarından" diyorum kendi kendime.. Yüzüm oturmuş. Bakışlar değişmiş (kekoluk yapmadığım zaman). Garip. Alışamadım daha...

Seviyorum ama yaşımı, daha önce de yazmışımdır bunu, gerçekten de 20'lere geri dönmek istemem.. Eğer bir de yediğime içtiğime dikkat edebilsem, azıcık spor yapabilsem, sağlığıma yatırım yapabilsem :(

Neyse, fotoğraflardan çıktık yola, spor salonlarında bulduk kendimizi...

İtalya ile ilgili dikkatimi çeken bir nokta var aslında, burada herkes çok sağlıklı. 40'ınun üzerinde, 50'sindeki kadınların hepsi affınıza sığınarak söylüyorum, valla taş gibiler!! Bacaklar sütün gibi, kaslı ama tam kıvamında, bakım desen hepsi süslü ve bakımlı, kendilerini taşımaları da ayrı bir olay. Nasıl havalılar ve nasıl bir kendine güven sergiliyorlar anlatamam! Hayran kaldım resmen.

Günün her saatinde sokaklarda koşan insan görüyorsunuz.. Kadın, erkek fark etmiyor hepsi "FİT". E bu durumda da ne giyseler yakışıyor :))

Ben kendimi süslü bilirdim, yok kardeşim.. Burada valla sönük kaldım! Derhal alışverişe gidile, çivi topuk ayakkabı alına, mini mini etek giyile, saçları savura savura dolaşıla :)))

Eğer okuyorsa, kuzenim Selda'nın çoooook multu olacağı bir ülke burası :))) Kuzenin tarzı başından beri İtalyanmış da benim haberim yokmuş, kokoşum benim :)) Yakışıyor be sana :D

Hadi ben kaçar, dönmeden bir alışverişe veriim kendimi. Prada kesmedi (alamadık ki bişi!!)

Not: fotoları narsist olduğum için koymadım, sadece bu resimlerde işte: "ahanda ben büyümüşüm" diyorum.. sSzce de belli olmuyor mu o "oturmuşluk"?? Ben mi kendimi çok büyümüş zannediyorum yoksa? Amaaan.. işim gücüm kalamdı şimdi bir de bu mevzuya sardım.. Oofff...

3 comments:

Haydins said...

:) Bende taş olmak istioyorum 40-50 yaşımda :) şimdiden spora başlasam anca herhalde :)

Tavsiyem canon eos 450d benim makine :)

Asli A. said...

Valla ben de onu düşünüyorum, öyle sprint atmıyor gördüğüm Roma'lılar, sadece sakin sakin koşuyorlar.. Bu ise işin sırrı, valla ben de başliim diyorum :)) Güzel bacak olarak geri dönsün bize :P

Tavsiye için teşekkürler, inceleyelim bir Eos 450d'yi :)

Kadraj Gizem said...

EOS 450 bence de, ben de cok memnumdum calinmadan once kendisinden. simdi sana nikoncular canoncular savasi baslatirlar. gerek yok oyle detaylara. ayni iste hepsi, nihat odabasi da degilsin sonucta.
ama sakin ha heves edip kocaman objektif falan almayin gerek yok, sonra tasimaya usenirsin ve anlami kalmaz. zaten kullandikca buyuk objektif ihtiyacini kendin hissediyorsun.
optimum kullanim yani!
ben su an nikon d 3000 aldim, canon 450 ile ayni gamda, o da guzel...