Thursday, January 20, 2011

JukeBox

Penceremin önünden kocaman bir martı geçti şimdi !!Nasıl sevindirik oldum anlatamam!!

Neyse, uzun zamandır yazmıyordum... Bugün artık aldım elime kalemi ve yapacak onca şeyim varken (sanırım erteleme hastalığı bu olsa gerek, hep işim varken başka işlere sarıyorum!!)... evet yapacak onca işim varken, feysbuk'ta bir arkadaşımın koyduğu müzik videosu sayesinde şöyle kısaca bir geçmişe gittim ve geldim, gidiş dönüşü "şeytanın" icadı youtube üzerinden yaptım ve birden bu şeytani icat sayesinde ilham geldi!!

Hikaye şöyle başlar:

Feysbuk'ta traylaylom dolaşırken, bir arkadaşımın koyduğu çooook eski ve hakikaten çooook kitç bir şarkıyı dinlerken buluverdim önce kendimi.. O şarkı kesmedi sanırım, ve birden aklıma başka şarkılar geldi. Unutmuş olduğum ama eskiden çok severek dinlediğim şarkılar. Hani bir gün arabada giderken radyoda duyarsınız ve yüzünüzde kocaman bir tebessüm uyandıran şarkılar, tebessüm bir kenara, avaz avaz eşlik etmek istediğiniz türden şarkılar :)) Aslında eski/demode/damarın allahı/kitç oldukları için seversiniz o şarkıları, ama bir türlü Aypodunuza ya da empe3 çalarınıza yüklemeyi akıl etmesziniz işte...

Ama bir aklınıza düştü mü, beraberinde 10'larca şarkıyı daha hatırlatır bu namussuzlar ve işte o zaman yandınız!!

Neden mi? Çünkü filmin devamı aynen şu şekilde olacaktır:

Açarsınız önce bir güzel Youtube'u ve ilk duyduğunuz şarkıyı bir güzel dinlersiniz... sonra ardı ardına serbest çağrışımlar ya da sağ kolonda size sunulan diğer benzer şarkılar sayesinde bütün gününüzü "unutulan melodiler" peşinde koşararak geçirirsiniz !!  Yani bir Duran Duran'dan, Teoman'a atlayabilirsiniz. Teoman'ın o şarkısı size Francis Cabrel'i anımsatır, Cabrel'i dinlerken Şebnem Ferah'ta buluverisiniz kendinizi, Şebnem Ferah Wham'in kapısını açıverir....  BUNUN SONU YOK!!! Hele bir de yapmanız gereken iş çok sıkıcıysa.. tam anlamıyla ayvayı yediniz demektir... çünkü o döngüden sizi kurtarabilecek hiçbir şey yok artık! :P

Ben böyle durumlarda ne mi yapıyorum? Bloguma sarılıyorum valla :))) Hemen Blog'a youtube'dan başıma dert açan şarkıyı kopyaladıktan sonra, kafamın içindeki JukeBox'u kapatıp, hatta fişini çekerek! işime devam etmeye çalışıyorum..

Ama o mırıldanma bir başladı mı bitmiyor, o yüzden elimin altında ne varsa  açıp (aypod, radyo, tv ama hiçbir şekilde bilgisayar OLMAMALI !!! yoksa gene youtube'da buluveriyorum kendimi!), ooooh güzel güzel, uzaktan uzaktan müzik dinlemeye veriyorum kendimi :))



Oh be! rahatladım :)))


2 comments:

Göçebe said...

Hmmm...güzel gerçekten :)

burcu demirel said...

ben bu sarkiyi coook severim..beni alır 2000 senesine goturur.. sirin, gözlüklü, yakışıklı, roxy adında köpeği olan uzun bir adama :) onun arabasında dinlediğim ilk ana, o andan itibaren fransızca şarkılar dinlemeye, o kaseti hemen gidip almaya, hatta o kaseti hala saklamaya ,meye maya filan işte..un samedi soir sur la terre..ne iyi oldu aslı..saol ;)