Monday, February 7, 2011

Tiramisu Krallığı !

Tiramisu'nun Kral ilan edildiği bir mekandan bahsetmek istiyorum bu akşam ;-)

Sanırım çok meşhur bir yer ama biz her zamanki gibi herşeyi çooook geç öğreniyoruz, keşfediyoruz... Olsun, havalar ısınınca artık yapacak/gidecek bir sürü yeni yerimiz oldu :)))

Havalar ısınınca diyorum da, şu birkaç gün Roma gene ilkbaharı getirdi: 18C dereceydi bugün. Yarın gene aynısı bekleniyor.. Bütün hafta güneşli ve sıcak geçecekmiş. Kara kış yaşayanlardan özür diliyorum :D

Neyse, ne diyordum? Evet, tiramisu!

Roma'ya turist olarak gelenler genelde centro storico'dan ve Vatikan'dan fazla uzağa ayrılmazlar. E normal aslında, ilk haftalar biz de öyleydik. Ama evimiz Roma'nın diğer ucunda olduğu için, mecburen önce yakın çevremizi, sonra scooter'la kaybola kaybola farklı yerleri de azcık keşfettik. Sonuç olarak, şu bir gerçek: Roma'nın merkezinden biraz uzaklaşınca tatlar, kokular, suratlar ve dokular birden farklılaşmaya başlıyor:) Roma'nın içinde binlerce Roma varmış da bizim haberimiz yokmuş ! Bu farklı Roma'ları biz de yavaş yavaş, sindire sindire keşfediyoruz ve nasıl keyifleniyoruz anlatamam!!


Neyse, lafı çok uzatmadan tiramisularıma geri döneyim ben.

Gidilmesi gereken bu mekan San Giovanni mahallesinde bulunuyor. Burası centro storico'nun dışında olabilir ama en güzeli  A metro hattı üzerindeki Re di Roma durağının dibinde olması :)

Bir de San Giovanni mahallesi için şöyle diyorlar: Roma'nın nabzı orada atar !! Gidip uzun uzadıya nabız tutamadık daha ama bence doğru demişler! Kalabalık, cıvıl cıvıl ve "yerel" bir mahalle.  Belki kıyaslama yapmak çok doğru olmayacak ama bize Ankara'da Bahçelievleri andırdı biraz, ruhen en azından :)

İşte bu mahalle'de Roma'lıların akın akın gittiği POMPİ'yi, Tiramisu krallığın keşfettik :))

( Not düşmem gereken bir husus var, benim işte Tiramisu budur dediğim şimdiye kadar bir tek tiramisu oldu, o da sevgili İtalyan arkadaşımız Francesca'nın bize tattırdığı Tiramisu idi. Tarifini buraya yazmıştım.)


Pompi'nin kapısında her zamanki mazara: gençler bir köşede toplanmış sohbet ediyor. İçerisi kalabalık, Arka salonda bir de Dj var müzikten sorumlu. Akşam üstü uğradığımız için, Happy hour'a yönelik "aperitif" köşesi hazırlanmış: içkiler ve atıştırmalık yiyecekler. Bar kısmında, ayakata kahve içmek yerine bu sefer hapur hupur tiramisu yiyenler var. Gözüme arka salona geçerken, duvarda yazan bir not takıldı : "Bar'dan sipariş verdiğiniz tiramisu size masaya oturma hakkı vermiyor" :P Eee masada oturmak için ekstra para ödüyoruz, bir zahmet herkes oturmasın di mi ama? :P


Francesca'nın Tiramisu'sundan sonra en güzel 2. tiramisu budur bence. Kuzey ekolü müdür nedir, bilemiyorun işin sırrını... Ama güneye indikçe tiramisular bozuluyor, benden söylemesi :))

Turist kalabalığından uzaklaşıp, Romalı vatandaşların Tiramisu için özellikle geldikleri bu yere bence zaman ayırıp bir göz atın.

Hadi tiramisu sevmiyorsunuz, o zaman dükkanlar için gidin San Giovanni'ye ;)) Daha ucuza alışveriş yapmak çok daha keyifli olmaz mı? Yorulunca ayak üstü bir de dilim pizza yersiniz mis gibi, insan başka ne ister ki?


Haydin Arrivederci !


2 comments:

M.Didem Boy said...

Aslicim zaten gunlerdir italya ve italyanca diye inleyen bunyeme bu yazi fazla geldi arkadasim...cok imrendim. Zaten be. Romadan aslinda hic donmedim ki :))

Asli A. said...

Roma'dan kimse dönmemiyor ki!! :D Ben de fiziken Ankara'ya ayak basmış olsam da, ruhen hala Citta Eterna'dayım :(