Önce Cem Yılmaz'ın aşağıdaki skeçini seyredelim lütfen.
Seviyorum ben bu adamın mizah anlayışını :) O kadar çok seviyorum ki, yaptığı espirileri bile fil hafızamın bir köşesine kazıyorum. Sonra da söylediklerini kanıtlanmış, şüphe götürmeyen somut verilermişcesine bir güzel kabülleniyorum. Ciddi bir sıkıntı yaratabiliyor tabii bu durum... Nasıl mı? Buyrun anlatayım, rezilliğime hep beraber gülelim (Çok gülmeyin haaaa, darılırım yoksa. Ciddiyim!) :P
I.PERDE
Kadın çok sevdiği biricik kocasını bir hafta önce Roma'ya yollamış. Kendisi üzülerek Ankara'da kalmak zorunda kalmış. Uyuz ve sıkıcı bir akşamında faydalı bir iş yapmaya karar vermiş - Gecenin bir vaktinde, can sıkıntısından girişteki aynanın önünü temizlemeye kalkışmış. O kadar çok ıvır zıvır varmış ki: bozuk para mı ararsınız, buruşturulmuş fişler mi, notlar, faturalar mı, yoksa göz damlaları mı siz karar verin... Kadıncağız, saklanması gereken fişler ve faturalar güme gitmesin diye tek tek, bir güzel ayıklamaya koyulmuş aynanın önündeki ıvır zıvırları. Güzel güzel ayıklarken, değişik bir makbuz geçivermiş eline. Kadın şaşırmış :
Seviyorum ben bu adamın mizah anlayışını :) O kadar çok seviyorum ki, yaptığı espirileri bile fil hafızamın bir köşesine kazıyorum. Sonra da söylediklerini kanıtlanmış, şüphe götürmeyen somut verilermişcesine bir güzel kabülleniyorum. Ciddi bir sıkıntı yaratabiliyor tabii bu durum... Nasıl mı? Buyrun anlatayım, rezilliğime hep beraber gülelim (Çok gülmeyin haaaa, darılırım yoksa. Ciddiyim!) :P
I.PERDE
Kadın çok sevdiği biricik kocasını bir hafta önce Roma'ya yollamış. Kendisi üzülerek Ankara'da kalmak zorunda kalmış. Uyuz ve sıkıcı bir akşamında faydalı bir iş yapmaya karar vermiş - Gecenin bir vaktinde, can sıkıntısından girişteki aynanın önünü temizlemeye kalkışmış. O kadar çok ıvır zıvır varmış ki: bozuk para mı ararsınız, buruşturulmuş fişler mi, notlar, faturalar mı, yoksa göz damlaları mı siz karar verin... Kadıncağız, saklanması gereken fişler ve faturalar güme gitmesin diye tek tek, bir güzel ayıklamaya koyulmuş aynanın önündeki ıvır zıvırları. Güzel güzel ayıklarken, değişik bir makbuz geçivermiş eline. Kadın şaşırmış :
"Cica Cica Boom- Night CLub, Floor Shows, Lap Dancers" ????? 40 Euro ????
- Ulan Adam... Gidecektin de bana niye söylemedin?? Hem niye bensiz gittin ki?? Aşk olsun yaaa, niye söylemiyorsun gittiğini??? :(((
Kadının gözü yavaştan seğirmeye başlar, dzzzt dzzzt diye arıza sesleri çıkmaya başlar beyninin bilumum köşelerinden....
II. PERDE
Karı koca Facebook'tan çetleşirler :
- Amore mio?? Sen hangi arada derede gittin striptize? Hem bana niye söylemedin? Bekleseydin birlikte giderdik? 40 euroluk makbuzu bulmasam söylemiyeceksin? Lapdance makbuzu mu bu?
- Ne makbuzu? Ne lapdance'i????
- Ahaha :)) Unuttun söylemeyi, di miii?? Şimdi de kafanı toparlayıp, işin içinden çıkmak için zaman kazanmaya çalışıyorsun.. Hadi ordan, hadiii :)) Yeme beni :) Soruya soruyla cevap verme İlker. Valla tam Cem Yılmaz skeçine döndün, haberin olsun :))) Ahahaha :))
- Ya valla ne makbuzu, anlamadım. Hem lapdance makbuzu mu olurmuş?? Neden bahsediyorsun anlamıyorum. Fotoğrafını çekip yollasana, vardır elbet mantıklı bir açıklaması.
- İlker.. (kocaya isimle hitap etmeye başladı mı kadın bilin ki havada gerginlik var) İlker, bak gerçekten de gittiğin için kızmıyorum. Sadece bana neden söylemedin onu anlamıyorum. Ona bozuldum ben :(( Sen böyle uzattıkça da canım sıkılıyor, haberin olsun...
- Aşkım, ben seninle herşeyi paylaşıyorum! Bunu niye saklayım ki?? Valla vardır mantıklı bir açıklaması. Fotosunu yollasana harbiden.
- İlker, lütfen yeme beni. Kocaman bir makbuz işte! Hem tepesinde hem sağ alt köşesinde kocaman "Cica Cica Booom- Night Club, Floor Shows, Lap dancers" yazıyor. 40 euroluk makbuz kesmişler işte... 11 Aralık'ta kesmişler... Percorso yazıyor ortada.. (kadının iç sesi: Ööö..) Sağda üstte Taxi no'su yazıyor, öööö.... (iç ses: Aboooo!)
- Ne oldu?
- Hmmm, yok bişi... (iç ses: rezilsin Aslı, rezil !! Nasıl kaçar gözünden şu koskoca yazı ?!)
- Ya, 11 Aralık diyorsun da... Sen o tarihte Roma'da değil miydin?
- Evet.. o gün Ankara'ya uçtmuştum. (kadının yüz kıpkırmızıdır, başından aşağı kaynar sular akar bir yandan da patlatacak kahkahayı ama nasıl tutuyor kendini utancından).
- Ne oldu? Yolladın mı fotoyu?
- Hı, hı. Yolladım, yolladım.. Hmmm.. Öööö.... Aşkım?? Bu makbuz şeymiş galiba, şey... Bu makbuz benim Roma-Fiumicino havalimanı için taksi makbuzum....muş...galiba... Dikkatli okumamışım da. Ehe ehe ehe :)) Kem Küm, ihi ihi :)) Ama olur mu yaa?!? Heryerinde Cica Cica Boom yazan taksi makbuzu mu olurmuş??? Koskoca stirptiz yazıyor sağında solunda! Hayret bişi!!! Hmppf !!! (Çevir kazı yanmasın) Ooof yaaa, çok salağım, çook! Koskoca percorso yazıyor ortada onu bile okumamışım !! Oofff (percorso: yol)
- Muhahahahahaha :)))))))))))))) GZ!!! Dedim ben sana, vardır mantıklı bir açıklaması diye... Muahhahaah :))))
- Yaaaa :(((( Ama, ama... Sen birden kıvırtmaya başkayınca gözümün önüne direk Cem Yılmaz'ın skeçi geldi. Bak nasıl da kıvırıyor dedim içimden, napiiim??? Ehi ehi... Kem Küm :-/ Oooof, çok kıl oldum bak şimdi kendime !!! :((
- Muahahahaha :)))))) Alemsin Kadın!!!
ve Perde kapanır...
2 comments:
Hakikaten öyle taksi faturası mı olur yahu?
Aslı, çok eğlenceli bir anı olmuş, çok güldüm. İzninle facebooktan yazına link veriyorum:)
Göçebe, hep beraber gülelim diye yazdım zaten :) paylaştıkça artan eğlence işte :D Hiç sorun değil FB'ye koyabilrisin. Ben de koydum zaten :)
Post a Comment