Ankara'dan ayrilmadan once, henuz okuyamadigim kitaplari tek tek elime
alip, okyanus asiri goturmeye deger mi degmez mi diye uzun uzun dusunmustum.
Kutuphanemizi, kitaplarimi ne kadar cok seversem seveyim aklima dusmustu bir
kere e-kitap olayi.
Kabul etmeliyiz ki, bizler gocebeyiz. Hafif seyahat etmeyi ogrenmezsek,
evimizi gereksiz esyalarla doldurmaya devam edersek, esyalarin kolesi haline donusmemiz
an meselesi olacak (dekoratif esya, ve kiyafet, VE ayakkabi, ve, ve, ve!!!!).
Her ne kadar kitaplari bu kategoriye sokmak dogru olmasa da, ortada bir gercek
var: zaten gidilen her yerden kitap aliniyor, goturulenlere yenileri ekleniyor,
bir oradan bir buraya tasiniyor, koyacak yer kalmayinca da hepsi geldikleri
kutularda kaliyor :(( (En guzel ornek babamin 4 senedir acip yerlestiremedigi
20kutu kitabi!! Okumak istediklerini kutudan cikariyor, okuyor, sonra Piza
kulesi tarzi her an yerle bir olacak kuleler halinde ust uste diziyor!) Bu bize
iyi bir ders olmaliydi. Sabit bir evimiz olmadikca, genislemeye musait bir
kutuphanemiz olmadikca, alinan her yeni kitap ust uste dizilmeye ve unutulup
toz tutmaya mahkum olacak...
İste sagduyu mu dersiniz, aklimizin basina gelmesi mi bilemem ama bu
bilinclenmenin ve teknolojinin mukemmel is birligi sayesinde okuma sevgimizi
(tutmayin beni okuyacagim!!) bir sonraki asamaya tasiyabildik, ve ailecek
Kindle'lendik :)))
Bizim aldigimiz donem Kindle Touch yeni cikmis sayilirdi ve dokunmali
ekranlara bu kadar alistiktan sonra klavye ve tuslara geri donmek cok cazip
olmadigi icin, bizim icin bicilmis kaftandi :) Rakipleri arasinda neden Kindle'i
sectik diye soracak olursaniz, sanirim Amazon guvencesi diyebilirim.
Kindle ve diger e-kitaplarin en buyuk ozelligi e-murekkep kullaniyor
olmalari. Bunun sayesinde, tabletlerin aksine, arkadan gozu yoran bir isik
olmadigi gibi, ekranlari kitapseverlere gercek kitap sayfasinin goruntusunu
aratmiyor. Bir baska guzelligi, İngilizce sozlugunun standart olarak yuklenmis
olmasiyla, bilmediginiz bir kelimenin uzerine tikladiginiz anda anlamina
ulasabiliyor olmaniz :)
Dedigim gibi, bizler gocebeyiz ve surekli hareket halindeyiz. Bu yuzden
dunyanin herhangi bir yerinden bir (iki, uc, dort, bes…) kitap alabilmek ve
kitaplari kindle'iniza indirebilmek, ve bunun icin internet baglantisi odememek
gene bizler icin ayri bir arti oldu. Eger, sabit bir hayatimiz olsaydi,
3G'lisini almaz, sadece wifi secenegi olani alacagimizi da rahatlikla
soyleyebilirim.
E-kitaplar genellikle basilmis versiyonlarindan daha ucuz oluyor bir
de, ama daha da guzeli dunya klasiklerini kindle'iniza bedava indirebiliyor
olmaniz.
Kindle'i ilk elime aldigimda heyecandan ne okuyacagima, ne indirecegime
bir turlu karar verememistim… Ben de Great Gatsby'den sonra hastasi oldugum F.
Scott Fitzgerald'in diger eserlerini indirmeye karar verdim... Hepsi bedavaydi
ne de olsa ;)) Gene benim gibi kararsiz ve heyecanli okuyucular icin, her
kitaptan birkac sayfa ornek yuklenebilmesi cok ise yarayan bir baska ozellik
diyebilirim. Boylece kitabi almadan, birkac safyasini cevirip sizi sarip
sarmayacagini karar verebiliyorsunuz :)
Son olarak, Amazon Kindle hesabiniza akilli telefonunuzu, tabletinizi
ve evdeki diger kindle'lari da ekleyebiliyorsunuz (ortak hesap yaptiysaniz
tabii :P). Bu sekilde her yuklenen kitaba diger aygitlardan da erisiminiz
oluyor. Dahası, baska kindle'lardan kitap odunc alabiliyor ve odunc verebiliyor
olmamiz :)
Malesef e-kitap olarak Turkce eserlerin sayisi yok denecek kadar az !
Bu da benim icin tek kelimeyle su anlama geliyor: hamallik!!! Neyse…
--- Perde ---
İkinci konumuza gececek olursak: Cirkin ordek yavrusundan neredeyse
guzel bir kuguya donusecek olan New York, New York ;))
Edward Rutherfurd'un New York'u
anlattigi kitabini buraya ayak bastigim hafta duymustum. Bir arkadasimiz
hararetle tavsiye etmisti, ama sanirim o donem pek kitap doneminde degildim (e
sifirdan ev kurmak, yeni bir sehre alismak falan derken aklinizdaki son
seylerden biri kitap keyfi oluyor, hele ki oturacak koltugunuz bile yoksa, hic
mi hic yanasmiyorsunuz o konuya)
Bir de bazen oyle bir donemden gecersiniz ya, hangi kitabi alirsaniz
alin, gene de onu basucunuzda beklemeye mahkum edersiniz. Hele bir de kitabin
800kusur sayfa oldugunu dusunecek olursak, gozunuz de korkar... ve elinizi bile
surmeden yanindan, caktirmadan, ama kacar adimlarla uzaklasirsiniz (hatta
gozlerinizi de kacirirsiniz... sanki gozunuzden utandiginizi anlayacakmis gibi -kitapan
bahsediyorum hala evet :P)
İste bu yuzden Edward Rutherfurd'un New York'un hikayesini anlatan
romanini okumama daha vardi...
Sonra bir aksam, ev isleri neredeyse bitmis (hala duvarlar ciplak ve
gozume cok batiyor ama neyse..) ve artik ayaginizi uzatip uzerinize
battaniyenizi cekebileceginiz bir koltugunuz da olmus, tek eksigim soyle guzel
mi guzel bir roman diye dusunecek kivama gelirsiniz :)
İste oyle bir aksam, indirmis oldugunuz ornegin ilk pragrafini bile
bitirmeden "ben bu kitabi bir solukta okurum arkadas" dedirten
cinsten bir kitap bulursunuz!!
Hakikaten, indirmemle birlikte ilk 100 sayfasini okumam bir oldu.
Birden, onumuzdeki 3 seneyi gecirecegim sehrin benden saklanan
hikayesini kesfetmis gibi hissettim. Okudugum her sayfayla, gizli kalmis bir
guzelligini kesfeder gibi oldum. Dunyanin geri kalaninin aklini basindan alan
bu sehir, nedense benim icin ilk baslarda pek bir heyecan vesilesi olamamisti
(İtalyan sevgilim, ROMA, buna izin vermiyordu bir turlu!!-cok kiskanctir da
kendisi :P) Ama Rutherfurd'un kaleminden gercek olaylarin etrafinda New
York'un, New York'lunun nasil sekil aldigini okumak yavas yavas eski sevgilimi gecmiste
birakmaya zorluyordu adeta beni.. Zincirlerimden kurtuluyor, dolastigim
caddelere farkli bir gozle bakmaya baslayabilmistim sonunda…
Yeni bir heyecanla, merakla ve hevesle kendimi New York Sehir Muzesinde
daha fazla bilgi pesinde kosarken buldum!
Topu topu 400 senelik bir tarihi olan bu sehre, Rutherfurd'un romani
sayesinde kanim isiniyordu sanki !
860 sayfalik bu romani normal olarak yanima alip tasimayacagimi da ozellikle
belirttikten sonra, Kindle olmasaydi, bu tasima olayi bana zulum olacagindan almaktan
bile vazgecebilirdim sanki... Su an ise, aman kaptirip okurum, sakin simdi
bitmesin diye de kindle'imi nadasa yatirmis durumdayim (onumuzdeki hafta Turkiye'ye
gidiyorum da, malum yolum uzun :P).
Uzadikca uzayan bu blog yazısını su sekilde noktalamak istiyorum:
Ey edebiyat tanrilari!
Bu romani kucagima, pardon, kindle'ima
dusurdugunuz icin tesekkuru borc bilirim !
Ey teknoloji dehalari!
Sayenizde 3500 kitabi 7,5 ounce'a, pardon, 213,5
grama sigdirdiginiz icin minnetarim size !
--- Lahana notu ---
Bahar'in gelmesiyle birlikte, Pazar Pazar calismak
zorunda olan beyum aldi esyalarini central parka tasindi :) O isini yaparken,
ben de blogumu yazdim :)) Yesilligin icinde cik cik oten kuslar, kovalamaca
oynayan sincaplar, piknik yapan sevgililer arasinda guzel bir calisma oldu :))
Hmm, bak central park'in hikayesini de yazabilirim yakinda (hele bir once ir kitapta
o bolume geleyim :P)
2 comments:
Aslı,
Bir süredir şöyle bir solukta okumak isteyeceğim ama okumaya kıyamayıp yavaş yavaş okumaya çalışacağım bir roman peşindeyim. Edward Rutherfurd-New York tam da aradığım tadı verebilecek gibi geldi bana, hafta sonu bir D&R ziyareti ve umarım Türkiye'ye gelmiştir duası şart oldu o zaman:)
Şiddetle tavsiye ediyorum!! Çok hoş bir roman, pişman olmazsın bence :)))
Post a Comment