Sunday, August 3, 2008

Yagmurlu bir Agustos gunu



Uzun suredir bizim buralarda gorulmedik bir guzel hava vardi...

Soyle bol gunesli ve 30 dereceye yaklasan bir sicaklik ile Temmuz ayinda oldugumuzu sonunda fark etmistik ki- zaten bekliyorduk- guzel Belcika yagmurlarimiz basladi gene :) Valla ben simdilik sikayetci degilim, ne guzel mis gibi yagmur kokuyor :)


Boyle bir gunde genelde evde miskinlik yapmayi sevsem de, e nasil olsa artik 3 senelik Belcika'liyiz, yagmur camur bizi korkutmaz diyerek atladik Bruj'e gittik Babiskomla bugun :)


Eskiden oturdugumuz evi gosterdim, bildigim kestirmeler, ozledigim Da Vinci dondurmacisi, Van Oost cikolatalari, turist avcisi Markt'daki Kafeler derken ilk defa bir kanal turuna katildim... feci bir yagmur yagmasina ragmen keyifli oldu Bruj'u bir de kanallardan gormek :)

Insanoglu ne garip. Bir seneye yakin Bruj'de oturduk ve her gecen gun daha da bir isyan bayraklarini ceker duruma gelmistik, simdi ustunden 2 sene gecti ve her gidisimde sasirtici sekilde keyif aliyorum. Cok ozluyorum diyemem belki ama, UNESCO Dunya Mirasi olan "Kuzeyin Venediginde" yasamis olmak hos bir mutluluk sebebi olmus herseye ragmen...

Kendime de kiziyorum! O kadar heveslenmistim Flamanca ogrenmek icin ama ilk iki ayda butun hevesim kirilip, tavsan daga kusmus dagin haberi yok misali, ben de davsan gibi kusmustum.

Turistlerden gina gelmis olmali ki garip bir yabanciyi hor gorme, azarlama hatta bir de Turk oldugumuzu duyunca saskinlikla beraber o ana kadar gevezelik edebilirken birden konusacak konu bulamamak gibi, trajikomik diye adlandirabilecegim durumlari yasamak beni cok soguttu... Zaten bolca yazmisimdir bunlari: dukkanlarin erken kapatilmasi, kapanis saatine 15 dakika kala iceri kimseyi almamak, hatta icerdekileri de ordekleri kislarcasina ellerini cirparak "Allez Allez" diyerek kovalamak (?!)... beni benden alan ilk Belcika tecrubelerim olmustu :'-(

Iste bu garip duygulari giderek daha az hisseder oldum, herseyi ve herkesi oldugu gibi kabul ederek daha bir keyif almaya baslamisim ben hayattan galiba... Ee evet, 31 yasinda mi bunu anladin diyebilirsiniz ama insan duygusal olunca, hemencecik etkileniyor cevresindeki olumsuzluklardan ve kendi ruh sagligi icin buna karsi bir zirh olusturmak belki baskalarindan daha cok zaman alabiliyor... Ben sikayetci degilim zaten ne bu durumdan ne de bu "kisisel gelisim" surecimden :P

Gene gecenin 1'inde basladim kendi beynimin icindekileri dusunmeden oylece bloga aktarmaya... Seviyorum yazmayi napiiim? O an aklimdan gecen seyleri kagida dokmeyi seviyorum iste (Sanal gunluk iste :P). Otosansurledigim cok dusunce vardir tabii simdi hatirlayamayacagim. Ama genel olarak, koseleri biraz yumusatarak ve sivri dilli olmadan, ruh halim yansiyor tabii yazdiklarima...

Veeeee konuyu saptirmak, allak bullak etmek bu olsa gerek diyorum :D



Bruj...

Bruj'de sevdigim bir yeri paylasmak istiyordum sizinle aslinda. Turistlerden uzak, kanalin kiyisinda ruhumu dinlendiren bir mekan var: Die Swaene Hotel'ine ait olan Pergola Kaffee.

Kis bahcesinde oturup yagmurun sesini dinlerken, Limoges porseleni fincandan guzel bir cay icmek benim kucuk lukslerimden biri iste...

Cayimi yudumlarken, tekne turunda tepeden asagi islanmis oldugumuzu unuturak, birden gidis sendromuna tutuldum...

Bir aya kalmadan Turkiye'ye donuyorum iste, 3 sene goz acip kaparcasina cabuk gecti bile... Bruj'e bir daha gelir miyim gitmeden? Gelmem buyuk bir ihtimalle... Bir dahaki Bruj gezisini acaba ne zaman ne sekilde yapacagim/cagiz?

Bu dusunceler kafamin icinde gelip giderken bir de Babiskomun dusuncelerini tahmin etmeye calisirken buldum kendimi: 1970'lerin basi Bruksel... Ahmet burada doguyor, bizimkiler daha 30yasindalar... Aradan 30 kusur sene geciyor. Onca gitmeler gelmeler, AB isleri, ortak pazar toplantilari/muzakereleri... simdi de kizini ziyarete geldin buray bak babisko. 30'larinda Bruksel'de yasarken gelir miydi hic bunlar aklina ? :)

Hayat hos suprizlerle dolu. Butun zorluklarina ragmen, gocebelik varmis ki bizim genlerde bu tasinmak gozumuzu hic korkutmuyor hatta aksina her yeni mekan bizi cok heycanlandiriyor...

Belki bundan 30 sene sonra, gocebe genlerimiz cocuklarimiza da gecer ve bir sekilde herkesin ugradigi Belcika'da, belki de Bruj'deki Kafelerden birinde ben de kizimla/oglumla oturup bugun dusunduklerimin birkacini hatirlayip gulumseyebilecegim...

3 comments:

Yesim said...

Aslicim, ne guzel yazmissin, tabii ya belli mi olur belki seni de bir gun kizin ya da oglun buralara getirir sen de guzel bir nostalji yasarsin.
Bu arada yagmurlar bana da pek guzel geldi, aliskin degiliz tabi buralarda fazla sicaga bunyeye fazla geldi :)
Opuyorumm...

Asli A. said...

Sagol Yesim'cim :)

Hepimiz ozlemisiz desene yagmurlu havamizi :) E dogru diyorsun, bunye sasiriyor bu kadar sicak gorunce :P

optum kocaman :)

Evren Yasa said...

Yagmurlar bana pek fena geldi dogrusu.. Gecen pazar aksami yagan yagmur muydu bilmiyorum. arkadaslari almak icin havaalani yolundaydik da dedim bir an sel olacak, icinde kalacagiz otobanda :)

sevdigin yerler mutlaka ceker seni omrunde gene gelirsin bence buralara..