Monday, July 30, 2007

Tayland III - Bangkok 2/2

Tayland yazısının son bölümü.. Yazı biter, Tayland bitmez :D

Anlatılacak o kadar çok şey var ki.. bunlar sadece akılma gelen ve paylaşmak istediğim Bangkok'un gezilecek ve görülecek güzellikleri.. Asıl güzelliği size orada yaşattığı huzur ile veriyor Tayland bence :) Hiç düşünmeden hemen gidip taşınacağim yegane yer
(yok be, ben aslında heryere hiç düşünmeden gidip taşınırmışım gibime geliyor.. hmm?? ama yok yok.. tayland bir başka benim gönlümde) :)

Buyrun efendim:



-Bangkok’a gelip de gitmedim derseniz utanın diyeceğim iki Wat var (mabet), biri Grand Palace Wat Phra Kao (the zümrüt buddha'nin mekanı)


- Diğeri de Wat Po veya geleneksel tay masaj okulunun bulunduğu yer diyeyim ben size daha bir çekici gelsin :D (bir de tabii meşhur yatan buddha heykellinin ev sahibi)

Bir rehber tutun yoksa sıkılırsınız, bön bön dolaşıp "amaaan hepsi birbirine benzio bunların" dersiniz

-Mimariden hoşlanan arkadaşlar geleneksel tay evini müzeye çevrildiği, meşhur Jim Thompson'un evini de gezsinler. (Jim Thompson eski bir CİA ajanı olup işi gücü bırakıp Tayland’a yerleşir ve geleneksel tay ipeğini dünyaya tanıtır..sonra bir gün Malezya yakınında, ormanda piknik yaparkene birden ortadan kaybolur.. hala birileri aslanlar yedi der diğerleri ise kayıplara karıştı iste der.. ama kesin olan Jim thompson dünyaca ünlendirir tay ipeğini.. çok güzel dükkanları var.. kesin minik de olsa bişi alin oradan :) eğer bavulunuzda yeriniz varsa.. kemküm.. masraf kapısı, baştan çıkarıcı kötü arkadaş aslı'nın önerisi : ipek battaniyelerinden alın bir tane.. yumuşacıklar, inanilmaz güzel renklerde var... e ipek bir battaniye için de fiyatı da gayet makul aslında.. hmm benim blog kocalar tarafından yasaklanılcak yakında.. böle habire yeni masraf kapılarıdan bahsediyorum.. olmaz valla.. tam kötü arkadaş >:(

En azından azcık pazar alışverişinden bahsedelim de, nerden kurtarırsak kardır diyelim :D

-Chatuchak Weekend market- hafta sonu iğne atsan yere düşmicek bir yer.. süper bir pazar.. bir gün yetmez gezmeye.. disarda dükkanlarda bulabileceğiniz herşey burada da satılıyor, yari fiyatına (hatta toptancısı burası).. çok keyifli.. ama baya yorucu bir pazar.. çiçekten tut horozuna kadar herşey satılıyor.. alışveriş için değil sırf gezmek ve görmek için gidilmeli zaten (nasıl? azcık kurtarır gibi oldum dimi sizi masraftan :D) Aslında Çatuçak hakkında kitap yazılır valla.. cüzdanınıza dikkat edin mesela en basitinden :)

-Wat arun, gene bir mabet ama ben bir kere gittikten sonra gelen misafirleri götürmedim hiç.. Belki siz daha çok seversiniz.. (nehrin diger tarafinda)

-Chao Phraya nehrinde bot turu.. Ya halk gibi dolmuş botlara binip sağa sola gidin mesela (alttak resim tipik tay botlarından-dolmuş bot değil ama).. anlamsız ama keyifli bir gezi oluyor, zaten iki kuruş (7 baht mı neydi?). Ya da mesela Sheraton veya Shangri-La'nin gemisiyle, nehirde gezerken açık büfe aksam yemeğii de yiyin.. çok keyifli bagkok'u gece nehirden seyretmek ama daha pahalı tabii (1500baht falandı yani 30-40usd gene) :)) bu botların daha ucuzları da var.. kaldığınız otelde size bu konuda yardımcı olurlar..

-Günübirlik bir turla Ayutthaya'ya gidin (UNESCO dünya mirası)..İyi bir turla gidin ki rehber güzel güzel anlatsın.. Genelde sabah otobüsle gidip öğleden sonra botla nehir yoluyla donuluyor.. bu da güzel bir deneyim oluyor.. Otellerin gene böyle turları vardır en kotu başka bir tur ayarlarlar. Gene Sheraton ve diğer lüks otellerin turları hiç bir aksaklık olmadan keyif ve güven verici bir gezi sunmaktadırlar. (ankara'da çok güzel ayutthaya fotoğraflarım vardı aslında.. belki bir dahaki gidişimde bütün albümlerimi toplayıp gelirim, bu yazıya da eklerim daha sonra)

**** Ben bole lüks otellerden bahsediyorum ama ben dünyanın hiç bir yerinde bu lüks hizmetleri bu kadar ucuza görmedim, o yüzden fırsat bulmuşken yararlanmak lazım aaa :P .. Siz nerde gördünüz Çırağan’da 40dolara acık büfe “international”. Yemek ??? yani burjuva takilmioz.. “affordable” lüküs bunlar :D yapmazsan dövüyorlar eheheh..****

-Patpong meşhur batakhane, daha fazka detaya inmeme gerek yok sanırım :) İsmi yeter kendini anlatmaya ama tabii ki gezmeye değer.. bir de oradaki gece pazarından bişi almayın.. çoook kazık :( (vaay bir de kendi internet sitesi varmış patpong'un :)

-Evet bir de Alkazar Show var.. e tabii bir görmek lazım... dudak uçuklatıyor...kompleks yaratıyor.. gıcık olunuyor, ya da topukları vura vura kaçılıyor eheheh :D Ne mi bu show? Ozelliği gösterinin tamamen travestiler tarafından yapılması :) Valla senden benden güzelleri var, ne yalan söyleyim.. Neyse..

-Suan Luam Night bazar, patpong gece pazarına alternatif olarak devletin yaptığı bir pazar ama çok keyifli, nezih..güzel güzel yemek de yeniyor..bira da içiliyor..Show da seyrediliyor (yerel halka hitap eden)

-Simdi herkesin bayıldığı bir floating market var..sanırım ben çok fazla gittiğim için ve bu marketin hakikaten ticarete dönmüş olduğunu gördüğüm için çok haz almıyorum. ama her giden seviyor..gidiş geliş bir saat öngörün..öğlen kapaniyor o yüzden sabah erken çıkmak lazım.

-SeaFood Market.. sahtelerinden kaçının.. Kocamaaaan bir deniz mahsulleri süpermarketi..alıyorsun yiyeceğini, ödüyorsun kasaya.. Sonra da sunu bole- bunu bole pişir diyorsun :)) iki dakikada pişiriyorlar...oooh mis gibi yiyorsun.. keşke TR’de de bole bişi olsa.. hep bir Türk gruba rastlanılıyor orada bir de çok komik :))) (dahiyane fikirlerimizden biri de rakı satmaktı orada )

-Metropolis sinemasi.. World Trade center ya da yeni adıyla Central Plaza'nin karsısındaki sinema.. simdi ismini unuttum ama galiba emperor seat idi.. 300baht'a (8usd) LazY boy kocamaaaaan kompile yatan koltukta film keyfi :))) ben başka ne isteyebilirim ki??? :D Bir de şekerli patlamış mısır oooh.. bu servise dahil battaniye ve yastık da veriyorlar :)) Bir de ayağına kadar hizmet.. Kolan ve mısırını pıtı pıtı getirip yanındaki küçük sehpaya koyuyorlar.. Ben bunu gördükten sonra başka sinemaları beğenebilir miyim hiç? Bir de genelde sinemalarda aşıklar için iki kişilik kotuklar da var :) ooh, rahat rahat sarılıp seyredin filminizi işte :)


-Tayland/ Bangkok’un alışveriş cenneti olduğunu söylemeden de geçemicimmm

Elektronik için Pantip plaza.. her şey var :)) Hem kapalı mekan (yani klimalı püfür püfür :)) Diğer meşhur alışveriş yerleri: MBK, Central Plaza, Naraya Phan, Central Chitlom, Emporium, Central Lad Prao ve unuttuğum daha bir sürü mekan..

Unuttuğum çok şey vardır muhtemelen... Anlat anlat bitmez Bangkok. Tabii herkes Bangkok'u sevecek diye de birşey yok, ama işte.. sevilmeyecek gibi değil yahuuuuu :D
Biraz açık fikirle gitmek gerekiyor ama, yok çok sıcak, yok çok pis, yok pis kokuyor bıdı bıdı diye gidilirse, hiç bir şeyden keyif alamaz insan.. E bir de kendini taylar gibi hayatın akışına bırakırsa insan (yavaş, stressiz..), sinirleri alınmış şekilde TR'ye döner ve eminim Tayland’ı gülümseyerek hatırlamak çok da zor olmaz
:D

Haa tabii taylar harbiden çok yavaş.. İngilizceleri genelde kötü.. her şeye yes yes diyorlar ama pek de bir şey anlamış olmuyorlar (bu da kültürün bir parçası, hayır demek ayıp, karşındakini mutlu etmek daha önemli.. anlamaya gerek yok ).. ama bir o kadar da güler yüzlüler.. siz de iki kikirdediğinizde çok güzel iletişim kurarsınız.. :)

Tayland'da kimsenin acelesi yoktur.. bunu bir kere kabullenin ilk baştan :)) Trafik felç olur ama kimse kornaya basmaz..bazen bir akıllı aradan kaçıp önüne mi atladı? Hadi canım, senin acelen var galiba diyerek kimse bağırmaz etmez ve yol verilir.. Biz de olsa tekme tokat kavga sebebidir valla :)

Taksi çok ucuz, ama derdini anlatabilirsen. (bir kaç kez farklı farklı telafuz etmeye çalışın gittiğniz yerin aıdnı.. Tay dili müzikal bir dil olduğu için sırf bir entonasyonun farkıyla br kelime en az iki anlama en fazla 5 farklı anlama gelebiliyor (hmm? azcık karıştırdım sanki.. düz, yükselen, yüksek, alçak ve alçalan entonasyon muydu?? Neyse.. siz anladınız beni :P ) Bir de dikkat, pazarlık etmeye çalıştığı an taksici, ya inin arabadan ya da polise gidelim diyin..

Her memlekette olduğu gibi burada da başınız derde girebilir, kötü deneyim yaşayabilirsiniz (dünyanın her yerinde üçkağıtçı üçkağıtçıdır). Ama altını çizmek istediğim bir şey var: size en çok bela gene turistten, gavurdan gelebilir..barda diskoda sizi başka bir turist rahatsız eder (ederse o da -o kadar güzel, çıtı pıtı tay kızı dururken ahaha :D ) Gece gece, kız başınıza bişicik gelmez başınıza.. E tabi sizin de abidik gubidik şekilde, abşdik gubidik yerlerde dolaşmadığınızı varsayıyorum.. insan her yerde insan.. kötüsüyle de, iyisiyle de sonuçta... Ama Türkiye’den daha güvenli, gerçeği söylemek gerekirse.

Gece mekanlarından da bahsedeyim hemen.

Çook coool, trendy bir tisko var
-Bed supper club diye geçiyor galiba, yanılmıyorsam.
Mimarisi süper. Bol bol yabancı meşhur DJ geliyo.. Gençlerin "avlandığı" bir mekan :) Çok trendy çook :P Bir tarafı restoran, yata yata yiyorsunuz; diğer tarafı club.. Güzel ama her gece, her gece gidilmez.. Genelde girişler 600 veya 1000 baht olabiliyor, o akşamki programa bağlı..ama ücrette üç veya iki içki dahil..içkilere genelde kokteyller de dahil..yada 20 baht ekstra verip kokteyl alınıyor..

Bu arada Tayland’da en çok sevdiğim şeylerden biri fiyatların mekanlar arasında çok büyük farklılık göstermiyor olması, lüks otelin barında da içki içsen gene ayni fiyatı veriyorsun.. mesela güzel bir jazz bar: The oriental 'daki Bamboo bar

-Gene o civarda Q Bar var, olmazsa olmaz.. tam avlanma mekanı- atış serbeeest :D ( genelde tay kızlarımız bu flört girişiminde bulunuyorlar, valla bana bile yazdılar ben ne diim size, yoksa halimde tavrımda bişi mi var decim, ama?? Alla alla :D aslında bunun için bara da ihtiyaç yok ki, her yerde yaziyolar keratalar :P)

-Mystik diye bir başka mekan var. Iki ayrı hatta çatı katini da katin, üç ayrı mekan oluyor.. Her katta farklı müzikler caliyor.. Çatıda ise nargile keyfi :))

-The meritius da 60.katta mı ne çok hoş bir açık hava restoranı (epey tuzlu) ve bir içki içilebilecek barı var.... Adı neydi yaa ?? .. Sirocco!! manzara süper ama, enfes.. diyecek bişi yok..

-Bu konseptte bir de Banyan Tree Hotel'inin çatı katı var. Bir tarafı bar diğer tarafı restoran, Vertigo isimli. E azcık kazık oluyor a la carte restoranlar.. ama barı güzel, fiyatlar da makul. (bakınız aşağıdaki foto.. süper valla)


Bütün otellerin barı var, hepsinde ama tay kızlar tarafından markaja alınırsınız eheheh :D

-Ben bir de Conrad Hotel’inin 87 adli club'unu seviyorum..orada da genelde böyle güzel organizasyonlar oluyor (DJ MJ geliyor işte)

Tabii bir de Siam Square'de Hard Rock Cafe var..iste her zamankinden :) Aaa Çin mahallesinden bahsetmemişim... Aaaaaa :(

Orası da geceleri -7den sonra- açık hava restorana dönüşüyor adeta, kocaman cadde koskoca bir yemekçi dükkanı oluveriyor :D Çok keyifli..ama ole TR’de yediğiniz çin yemekleri ile karsılaştırmayın..burada her şey var..bizim damak tadımıza uydurmaya çalışılmış yemeklerden değil yani.. Köpekbalığı yüzgeci çorbası mesela.. çok meşhur çook, ama ben beğenmedim pek.. damak zevki işte.. Anlatacak daha çok şey var.. giderseniz bir hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçeceği için en iyisi iki hafta kalmaya calisin..e tabi mümkünse daha da uzun :)) Tayland tanıdığım herkesi büyüledi ve kendine bağladı. herkesin akli kaldı. ne kadar uzun kalirsan kal, yetmiyor.. Azcik memleketime doneyim diyorsun, bir de bakmissin Tayland burnunda tutuyor bile.. Çok yazdım..çok uzadı..ama iste anlata anlata bitiremem ben..sustum..valla yoruldum :P

Sevgiler.. Umarım siz de benim kadar güzel anılarla dönersiniz oralardan.

Bu arada,Vertigo resmi haric, butun resimler babama ait :)

4 comments:

Anonymous said...

Asli ya super etkiledin sen beni bu TayTay hikayeleri ile... Malum yaz geldi geciyor ben izin kullanmiyorum, acaba diyorum Subat, Mart gibi bi gidip Bangkok mu gorsem. Benim ki akilsizlik tabi Mümin Amcalar ordayken gitmedim, simdi gideyim... Beraber gidelim mi Asli (Ilkerin burda " Tabi Hanim, ne demek zaten Bangkok da sura hemen gider gelirsiniz dedigine eminim"...Tabi sen asil biliyorsun benim niye Bangkok dediimi, ALISVERIS yasasin ucuz nine west!!! (bunlari hep sen soktun kafama Asli yoksa ben alisveris duskunu deilimdir)

Neyse simdilik plan bu.. Ben Eylul gibi TRye gideyim diyordum ama su bile yok ya ne yapayim gidip diye dusunuyorum (annem duymasin bu cumleyi) Ben de durum bu... Ben her postun sonuna Asli Ilker Hamburga demeyi planladim, bole bole sizi burda gorecegime eminim en kisa zamanda... Gelin ya ben cok ozledim sizi.. Bi de simdiden diyim mangala uygun ortam yok, balkon var ama bize mangal yaktirmazlar o balkonlarda :)

Benim blog falan yok ya seninkinden yaziyorum bole sanal ortam hasreti gideriyorum... Aslicim simdi sana sorcam sorcam bi turlu denk gelemedik msnde malum benim butun gun isyerinde yok... Simdi sen uygun bi vaktinde ya blogunda olur, ya Emaille olur bana muhtesem tadi damagimda kalan Tiramisunun tarifini yollar misin?

Simdilik arzuhalim budur, ikinizi de cooookk operim Hamburga beklerim... Ya ben daha bole gece sabahlayip FischMarkta gitmedim sizi bekliyorum, bizi Ilker eglendirecek sonra da sabah beste Balik Pazarinda kahvalti yapcaz (plan ve hayal budur)

Anonymous said...

Asli tarif bekliyorum ben hala :)

Ali said...

Merhaba Aslı

Miles and miles millerimi nerede harcayım diye düşünürken olabilecek bana göre gidilebilecek en uygun yerin Bangkok olduğuna karar verip biletimi aldım. Ve bu andan sonra da araştırmaya başladım. Oralarda ne yaparım, nerelere gider, nerelerin görebilirim diye? Hazırladığın yazı toplamış olduğum bilgilere yeni artılar olarak eklendi. THY benim gideceğim tarihte grev yapmazsa ekimde uzunca bir süre için orada olacağım. Kamboçya ve Laos da geçmeyi düşünüyorum o taraflara gidince. Derlediklerin için eline kalemine sağlık. benim de bazı derlediklerim var. okumak istersen http://gezyaz.blogspot.com

Ali Akyol

Asli A. said...

Ali,
Tayland hakkında yazarken ilk amacım paylaşmak ikincisi ise gidenlere azcık da olsa oranın havasını önceden bir koklatabilmek idi, ne mutlu bana bunu başarabildiysem :)Umarım çok güzel anılarla dönersin.. Kamboçya'da çok kısa kaldım, keşke daha çok gezebilseydim.. Laos'a hiç gidemedim maalesef, onu da senin blogundan okurum artık :)